401

  012345  

Kalbe Allah sevgisini yerleştdirmek için, kalbd en dünyânın, mahlûkların sevgisini çıkarmak lâzımdır. Bunun için, hiçbir mahlûku hâtırlamamalıdır. Bu hâle (Fenâ-yı kalb) denir. Bunun birinci ilâcı, mürşidin sohbetidir. Sohbet ele geçmezsei mürşidin kabrini ziyâret etmek ve râbıta yapmakdır. Buda ele geçmezse, mürşidin izni ile yapılan zikrdir. İzinsiz zikr, kalbi temizlemez ise de, kırâ’et-i Kur’ân sevâbı hâsıl olur. İnsanın kalbi, bir şişeye benzer. Şişete su dolarsa, şişede hava kalmaz. Su boşalınca, hava kendiliğinden girer. Kalbden dünyâ düşüncesi çıkınca, Allah sevgisi kendiliğinden girer. Çünki kalb, Beytullahdır. İmâm-ı Rabbânî 2.ci cild, 37.ci mektûbda buyuruyor ki, Allahü teâlânın gadabını teskîn etmekde (Kelime-i tevhîd) okumak gibi fâideli birşey yokdur.

Allajü teâlânın var ve bir olduğunu ve kemâl sıfatlarını bildiren bu kelime gibi bir şey yodur. Kalbi temizlemek, ya’nî mahlûkları düşünmekden kurtarmak için, bunu okumak gibi fâideli bir ilâc yokdur. 49.cu mektûbda diyor ki, bunu çok söyliyenin kalbi herşeyi unutur. Kalb herşeyi unutunca, temizlenmiş olur. Buna alâmet, ahkâm-ı islâmiyyeye uymakdan lezzet almakdır. 49.cu mektûbda diyor ki, kalbi hastalıklardan kurtarıncaya, ya’nî herşeyi unutuncaya kadar zikre devâm etmelidir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.