192

Zeyd ibni Vehb “rahmetullahi teâlâ aleyh” birini nemâz kılarken rükü’ ve secdelerini temâm yapmadığını gördü. Yanına çağırıp, ne kadar zemândır böyle nemâz kılıyorsun, dedi. Kırk sene deyince, sen kırk senedir nemâz kılmamışsın. Ölürsen Muhammed Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” sünneti [ya’nî dîni] üzere ölmezsin, dedi.

Taberânînin “rahmetullahi teâlâ aleyh” (Evsât)ında bildirilmişdir ki, bir mü’min nemâzını güzel kılar, rükü’ ve secdelerini temâm yaparsa, nemâz sevinir ve nûrlu olur. Melekler, o nemâzı göke çıkarır. O nemâz, nemâzı kılmış olana, iyi düâ eder ve sen beni kusûrlu olmakdan koruduğun gibi, Allahü teâlâ da, seni muhâfaza etsin, der. Nemâz güzel kılınmazsa, siyâh olur. Melekler o nemâzdan iğrenir. Göke götürmezler. O nemâz, kılmış olana, fenâ düâ eder. Sen beni zâyı’ eylediğin, kötü hâle sokduğun gibi, Allahü teâlâ da, seni zâyı’ eylesin, der. O hâlde, nemâzları temâm kılmağa çalışmalı, ta’dîl-i erkânı yapmalı, rükü’u, secdeleri, (Kavme)yi [ya’nî rükü’dan kalkıp dikilmeği] ve (Celse)yi [ya’nî, iki secde arasında oturmağı] iyi yapmalıdır. Başkalarının da kusûrlarını görünce söylemelidir. Din kardeşlerinin nemâzlarını temâm kılmalarına yardım etmelidir. Tumânînet [ya’nî uzvların hareket etmemesi] ve ta’dîl-i erkânın [Bir kerre sübhânallah diyecek kadar hareketsiz durmak] yapılmasına çığır açmalıdır. Müslimânların çoğu, bunları yapmak şerefinden mahrûm kalıyor. Bu ni’met, elden çıkmış bulunuyor. Bu ameli meydâna çıkarmak çok mühimdir. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Unutulmuş bir sünnetimi meydâna çıkarana, yüz şehîd sevâbı verilecekdir).

Cemâ’at ile nemâz kılarken safları düz yapmağa da dikkat etmelidir. Safdan ileride ve geride durmamalıdır. Herkes, bir hizâda durmağa çalışmalıdır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, önce safları düzeltir, ondan sonra nemâza dururdu.(Safları düzeltmek, nemâz kılmanın bir parçasıdır) buyururdu. Yâ Rabbî! Bizlere, nihâyetsiz rahmet hazînenden nasîb eyle! Hepimizi doğru yoldan ayırma!

Bir müslimân: Dünyâda azîz, âhıretde sa’îd olmasını isterse, kendisinde şu üç huy bulunsun:

Mahlûkatdan hiçbir şey beklememek. Müslimânları [ve zimmî kâfirleri, ölmüş iseler de] gîbet etmemek. Başkasının hakkı olan bir şeyi almamak.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.