369

Hiç bir fıtratın kabûl etmediği komünizm, son derece vahşiyâne müeyyideler ile yayılmış ve hâlâ bu müeyyideler ile ayakda tutulmağa çalışılmakdadır. Aynı şeklde papazlar, ilm ve fen adamları, akl ve mantığın kabûl edemiyeceği, hıristiyanlık akîdelerini terk etmişlerdir. İçlerinde, islâmiyyeti tanımak fırsatını bulanlar, hemen müslimân olmakdadırlar. İslâmiyyeti tanımak şerefine kavuşamıyanlar, dinsiz ve marksist olmuşlardır. Hıristiyan gençleri arasında, (Hippilik), (eşkıyâlık), (anarşi) gibi birçok sapık cereyânlar ortaya çıkmışdır. Bu gençlerden Avrupa halkı da korkmakdadır.

Bugün, gazete ve mecmû’alarda, Avrupa memleketlerinde, birçok kilisenin satıldığını okumakdayız. Bunların çoğunu, müslimânlar satın almakda ve câmi’ yapmakdadırlar. Kiliselere, dahâ çok ihtiyârlar devâm etmekdedir. İmkân bulsalar, papazların, bugün de engizisyon mahkemeleri kuracaklarında, hiç şübhe yokdur. Misyonerler, Avrupada kıymetini temâmen gayb eden hıristiyanlığı, Afrikada ve geri kalmış diğer dünyâ devletlerinde yaymağa çalışmakdadırlar.

Şunu tekrar bildirelim ki, Kur’ân-ı kerîmde suçluya verilen cezâlar, vücûdda kangren olmuş bir yarayı kesip almağa benzer. Eğer o yara alınmazsa, bütün vücûd zarar görür. Suçluya da, cezâ tatbîk edilmezse, bütün cem’iyyet zarar görür. Bir şahsın zarârı, elbette cem’iyyetin zarârına tercîh edilir. (Def’i mefâsid, celb-i menâfi’den evlâdır.)

İslâmiyyetde el kesme cezâsı, her hırsızlık yapana tatbîk edilmez. Bunun çeşidli şartları vardır. Bu cezâ, başkalarının iznsiz olarak açmaları veyâ girmeleri câiz olmıyan yerden, dâr-ül-islâmda, bir def’ada on dirhem gümüş parayı veyâ on dirhem gümüş değerinde olan her dinde mütekavvim olan, ya’nî kıymetli olan ve durmakla bozulmıyan malı, müslim veyâ gayr-i müslimden çalan kimseye tatbîk edilir. On dirhem gümüş 33,5 gramdır. Bunun da kıymeti takrîben yedide biri olan 5 gram altındır. Et, sebze, meyve ve sütü çalanın eli kesilmez. Hırsızın ikrâr etmesi veyâ iki şâhid ile sirkat anlaşıldıkdan sonra, mal sâhibi, bu kimse benim malımı çalmadı veyâ ona hediyye, emânet etmişdim veyâ şâhidler doğru söylemiyor derse kesilmez. Hâkimin, böyle söylemesini mal sâhibine teklîf etmesi sünnetdir. Bunların tafsîlâtı fıkh kitâblarında yazılıdır. Papazın islâmiyyeti bilmediği, hele fıkh kitâblarından hiç haberi olmadığı, buradan da anlaşılmakdadır.]

Protestan papazlarının islâm dînine i’tirâzlarından biri de, köle sâhibi olmanın islâm dîninde câiz olmasıdır. Bu papazlar, (Mûsâ aleyhisselâmın şerî’ati köleliğin esâslarını gereği gibi hafîfletmekle berâber, esîrleri kanûnun himâyesi altına almışdır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.