millet

1. Din, dil ve târih berâberliği bulunan insan cemâati, topluluğu, kavim.
Bugün dünyâdaki kâfirler iki türlüdür. Birincisi kitâblı kâfirler yâni hıristiyan ve yahûdîler olup, öldükten sonra dirilmeğe, âhiretteki sonsuz hayâta inanıyorlar. Avrupa ve Amerika milletleri kitablıdır. İkincisi kitabsız kâfirler yâni müşrikler olup, her şeyi yapan bir Allah’ın bulunduğuna inanmazlar. (M. Sıddîk Gümüş)
2. Din; kullarının dünyâda ve âhirette râhat ve huzûra kavuşmaları için Allahü teâlânın peygamberleri vâsıtasıyla gösterdiği yol.
Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
Kendini bilmeyenden başka İbrâhim’in (aleyhisselâm) milletinden kim yüz çevirir. Gerçekten biz onu dünyâda seçtik. O, âhirette dahi gerçek sâlihlerdendir. (Bekara sûresi: 130)
(Ehl-i kitâb); bir de “Yahûdî veya hıristiyan olun ki, hidâyet bulasınız” derler. Sen de, deki: “Hayır biz hak yol üzere bulunan İbrâhim (aleyhisselâm) milletiyiz. O, hiçbir zaman müşriklerden (puta tapanlardan) olmadı. (Bekara sûresi: 135)
(Yûsuf aleyhisselâm dedi ki:) Atalarım İbrâhim, İshâk ve Yâkub’un milletine uydum. Bizim, Allah’a ortak koşmamız olacak şey değildir. Bu bize ve insanlara Allah’ın bir lütfudur. Lâkin insanların çoğu şükretmezler. (Yûsuf sûresi: 38)
Milletim, millet-i İslâm’dır. Îtikâdda Ehl-i sünnet ve cemâat, amelde Hanefî mezhebindenim. Âdem aleyhisselâmın zürriyetindenim. (Muhammed bin Kudbüddîn İznikî)
« Lügât'a Git