593

Şöyle ki, her birinin gözleri meş’âle gibi ışık çıkarır. Heybetli şekllerde sağ ve sol tarafımızda dururlar idi. Hazret-i Alî aslâ bunlara iltifât etmeyip, âdet-i şerîfleri üzere çeşidli düâlar ile meşgûl oldular. Güneş doğup, yükselene kadar, Allahü teâlâ hazretlerine münâcât ve ibâdet ve tâ’at eylediler. Ondan sonra, ayağa kalkıp, Allahü teâlâya hamd ve senâ etdikden sonra, cin tâifesini islâma da’vet eyledi. İçlerinden biri inadcı ve kendi başına büyümüş ifrit i’tirâz edip, dedi ki, yâ Alî! Âbâ ve ecdâdımızın dîni bize bâtıl mıdır, demek istersin. Bu dediğin olmaz deyip, inâd eyledikde, hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh”: (Biz doğru yoldayız. Sen, Allahü teâlânın âyetlerini tasdîk etmiyor, inkâr ediyorsun) buyurup, mubârek yüzünü gök yüzüne döndürüp, İsm-i a’zam ve düâ okuyup, Kehf ve Tâ-sin ve Yasîn ve Nûn ve Kalem sûreleri üzere yemîn edip, (Ey yardım edicilerin en hayrlısı olan Allahım! Bunların üzerine ateş yağdır. Bunların kötü fi’ller işleyenleri ve inâd edenleri helâk olsun) diye düâ ve tazarru’ ve niyâz eyledi. Hazret-i Selmân “radıyallahü teâlâ anh” der ki, o ânda gördüm ki, bir zelzele olup, gökden ateş yağmağa başladı. Cinnîler bunu görünce hepsi, yüz üzerine düşdüler. Ben de kendimden geçmişim. Bir zemândan sonra, kendime geldim. Gördüm ki, bir takım cinnîleri semâdan gelen ateş yakmış. Üzerlerini dumân kaplamış. Bir zemân sonra dumân üzerlerinden gitdi. Hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” sağ olanlarına seslenip, buyurdu ki, Ey cin kavmi, başınızı kaldırın. Muhakkak, Allahü teâlâ ve tekaddes hazretleri zâlim ve mütekebbir olanları helâk etdi. Tekrâr da’vete meşgûl olup, (Yâ cin kavmi ve Şemrâh oğulları, Berrâr sâkinleri! Biliniz ve âgâh olunuz ki, şimdi Muhammed Mustafâ “sallallahü aleyhi ve sellem” devridir. Hâtem-ül enbiyâ devridir. Yeryüzü başdan başa zulm ile dolmuş iken, îmân ve adâlet ile dolsa gerekdir,) deyip, Habîb-i ekremi “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” medh edip, apaçık mu’cizelerinden beyân etdi. Onu anlatan işâretlerinden anlatdıkdan sonra, cin tâifesinin kurtulanları hazret-i Alînin ilm ve kemâlinden hayret edip, Hakka boyun büküp, Resûlüne ittiba’ edip, (Allaha, Allahın Resûlüne ve Resûlünün elçisine inandık. Sözleri doğrudur. Seni yalanlamıyoruz!) deyip, îmânlarını sağlam eylediler.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.