593

Yüzbirinci Menâkıb: Nazm şeklinde (Siyer)den nakl olunmuşdur:

Vaktidir ey bülbül-i gâfil uyan,
Bir nazar kıl aç gözün, ola ıyân.

Kim senin bağın değildir, işbu yer,
Her kimi kim besler ise, iş bu yir.

İşte gel kim var, gülistânın senin,
Cân ilinde tâze bostânın senin.

Sa’y kıl kim eresin ol gülşene,
Himmetini bağlama sen bu külhâna.

Cîfedir bu, cîfeye aldanma sakın,
Sen seni bu yerde devâmlı kalır, sanma sakın.

Ey perîşân dil (gönül), oturma dilfikâr,
Söyle bu söz, senden ola, yâdigâr.

Sîreti ol kim rivâyet eyledi,
Bunu bu resme hikâyet eyledi.

Râvî ider, bir yehûdî var idi,
Askeri çok, ismi Dâvüd-i Şa’yâ idi.

Var idi bir kal’ası, yuvarlak büyük,
Kim iki kat, yüksek yerde, muhkem yapılı.

Seng-i hârâ idi, ak taşdır yeri,
Burcları yüce, düzenli her biri.

İki kat dıvârlı idi her biri,
Yedi arşın idi, dıvârının eni.

Hendeği var idi ki, enli ve derin,
Kim içi su idi ki, dolu ve derin.

Bir kaya üstünde muhkem yapılı,
İçi-dışı asker ile dopdolu.

Râvî der ki, ona benzer üstüvar [muhkem],
Ol Hicâz ilinde, yokdur bir hisâr.

Çün işitdi Dâ’vüd-ı Şa’yâ bunu,
Hep döküldü, merhabü meyser kanı.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.