İslâm dîninin emr etdiği cihâd, böyle zâlim ve vahşîce bir hareket değildir. Müslimânların cihâda hâzırlanması, zâlim hıristiyanların, islâm memleketlerine saldırmalarına mâni’ olmak için ve milletleri, zâlim hükûmetlerin işkencelerinden kurtarmak içindir. Cihâd, hakkı, doğruyu kabûlden kaçınan zâlimleri, inadcıları güç ve kuvvet ile terbiye etmek ve Allahü teâlânın mubârek ismini yükseltmek ve islâmın güzel ahlâkını her yere yaymak için yapılır.
Cihâdın edebleri ve farzları vardır:
1 — Harbden önce, uygun bir lisân ile, kâfirlere islâm dînini kabûl etmeleri teklîf olunur. Ya’nî, islâm dîninin, dinlerin en mükemmeli ve en üstünü olduğu ve Allahü teâlânın bir olup, benzeri ve şerîki bulunmadığı ve Muhammed aleyhisselâmın Allahü teâlânın kulu ve Onun tarafından gönderilmiş hak Resûlü olduğu, münâsib bir lisân ile anlatılır. Eğer kabûl ve îmân ederlerse, mü’minler zümresine dâhil olup, mü’minlerle kardeş olurlar.
2 — Eğer, kâfirler, bu ni’meti, bu se’âdeti kendilerine uygun görmeyip, (Biz babalarımızı böyle yapıyor bulduk) meâlindeki, Şu’arâ sûresinin yetmiş dördüncü âyetinde bildirilen dalâlet içerisinde kalmak isterlerse, dinlerini değişdirmeleri için zorlama ve baskı yapılmaz. İslâm memleketinde, kendilerinin mallarını, ırzlarını ve canlarını korumak ve kendi ibâdetlerini yapmak karşılığında ve onların sosyal hizmetleri için harc olunmak üzere, senede çok az bir cizye ödemek (1,5 veyâ 2,5 veyâ 3 dirhem gümüş) şartı ile sulh yapmağa ve vatanlarında kalmağa da’vet olunurlar. Eğer bunu kabûl ederlerse, dinleri müslimânların dîni gibi serbest olur. Irzları, kanları ve malları da aynen bir müslimânın ırzı, kanı ve malı gibi, devletin muhâfazasında, himâyesinde olur. Bir müslimân, onların evlerine girip, kadınlarına bakamaz. Bir kuruşlarını dahî, haksız yolla alamaz. Onlara, kötü söz söyliyemez. Kur’ân-ı kerîmde bildirilen adâlet ile hükm eden mahkemelerde, dâimâ hukûk sâhibi olup, kendilerine en küçük bir haksızlık yapılamaz. Mü’minlerle berâber güzelce geçinirler. İslâm mahkemelerinde, bir çoban ile vâlî müsâvî muâmele görürler.
3 — Eğer, kâfirler, ikinci hâli de kabûl etmeyip, mü’minler ile harb etmeğe kalkışırlarsa, islâmiyyetde bildirilen adâlet ve üsûl üzere, onlarla cihâd yapılır.