369

Yirmialtıncı bâbının onaltı, onyedi ve onsekizinci âyetlerinde ise: (Kalk ve ayakda dur. Çünki hem gördüğün şeylerde, hem sana göstereceğim şeylerde, seni hizmetçi ve şâhid ta’yîn etmek için sana göründüm. Seni, kendilerine göndereceğim kavmden ve milletlerden kurtaracağım. Tâ ki, onların gözlerini açıp kendilerini karanlıkdan nûra ve şeytânın tasallutundan [sataşmasından] Allaha döndüresin ve bana îmân etmeğe ve günâhların bağışlanmasına ve mukaddesler arasında nasîbe nâil olsunlar) diye yazılıdır. Bunlardan şu netîceye varılır: Dokuzuncu ve yirmiikinci bâbındaki âyetlerden, onun yapacakları, şehre vardıkdan sonra, kendisine beyân edileceği söylenmiş iken, yirmialtıncı bâbdaki âyetlere göre, sesi işitdiği yerde ne yapacağı kendisine söylenmişdir.

3 — Yirmialtıncı bâbın ondördüncü âyetinde: (Nûrun görünmesinde biz hepimiz yere düşdük) demekdedir. Hâlbuki, dokuzuncu bâbın yedinci âyetine göre, onunla berâber bulunanların nutku tutulur, ses çıkaramaz olurlar. Yirmiikinci bâbında ise, susmak, nutku tutulmak diye bir şeyden bahs edilmemişdir.

Yine (İzhâr-ül-hak)da buyuruluyor ki: Resûllerin a’mâli risâlesinin diğer bâblarında olan ihtilâflar bunlardan dahâ fenâdır.

Pavlosun, Korintoslulara yazdığı birinci mektûbun onuncu bâbının birinci ve sonraki âyetlerinde, (Ecdâdımız bulutun altında idiler. Denizden geçdiler. Bulutda ve denizde Mûsâ tarafından vaftîz oldular. Siz onların ba’zıları gibi putperest olmayasınız ve zinâ etmeyiniz. Nitekim onlardan ba’zıları zinâ edip bir günde yirmiüç bini birden öldü) demekdedir. Ahd-i Atîkde adedler (sayılar) kitâbının yirmibeşinci bâbının birinci ve sonraki âyetlerinde (İsrâîl oğulları zinâ etmeğe başladı. Cenâb-ı Hak tâ’ûn hastalığını musallat eyledi. Tâ’ûndan ölen yirmidört bin kişi idi) denilmekdedir. Ölenlerin mikdârı arasında 1000 kadar bir fark göründüğünden, ikisinden birisi elbette yanlışdır.

Yine Resûllerin işlerinin yedinci bâbının ondördüncü âyetinde: (Yûsüf, adam gönderip babası Ya’kûb ile bütün akrabâsı, yetmişbeş kişiyi [Mısra] da’vet etdi, çağırdı) demekdedir. Bu ibârede Yûsüf aleyhisselâmın Mısrda olan iki oğlu ile kendisi, bu yetmişbeş kişiye dâhil değildir. Zikr edilen aded, sâdece Ya’kûb aleyhisselâmın aşîretinin sayısını bildirmekdedir.

Hâlbuki Tekvînin kırkaltıncı bâbının yirmiyedinci âyetinde ise, (Ya’kûb oğullarından olup Mısra gelenlerin adedi yetmiş kişi idi) demekdedir. Resûllerin a’mâli kitâbının ibâresinin yanlış olduğu meydândadır.

İşte hıristiyanlık akîdesinin [inancının] temel kitâbı olan dört İncîlin ve risâlelerin hâli budur.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.