481

Ya’nî, bu ilmlerin ikisinde de mütehassıs olmak lâzımdır. İşte böyle büyük âlimlerden biri olan Abdülganî Nablüsî, (Hadîkat-ün-nediyye) kitâbının 233 ve sonraki sahîfelerinde ve 649. cu sahîfesinde Kur’ân-ı kerîmin ma’nevî ahkâmını gösteren hadîs-i şerîfleri bildirmekde, buna inanmamanın, câhillik ve nasîbsizlik alâmeti olduğunu, yazmakdadır.]

Üçüncü vazîfe, ya’nî ahkâm-ı dîniyyeyi kuvvet ile, satvet ve saltanat ile yapdırmak işi, meliklere ve sultânlara, ya’nî hükûmetlere verildi. Birinci sınıfın kısmlarına(Mezheb), ikincisinin kısmlarına (Tarîkat), üçüncüsüne de (Kanûn) denildi. Îmânı bildiren mezheblere (İ’tikâdda mezheb) denir. İ’tikâd mezheblerinin yetmişüçe ayrılacağını, bunlardan yalnız birinin doğru, ötekilerinin bozuk olacağını, Peygamberimiz “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” haber vermişdi. Öyle de oldu. Doğru yolda olduğu müjdelenen fırkaya, (Ehl-i sünnet velcemâ’at)mezhebi denir. Yanlış oldukları bildirilen yetmişiki fırkaya (Bid’at fırkaları), ya’nî sapık denir. Bunların hiçbiri kâfir değildir. Hepsine müslimân denir. Fekat yetmişiki fırkadan herhangi birinde bulunduğunu söyliyen bir kimse, Kur’ân-ı kerîmde veyâ hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiş ve müslimânlar arasına yayılmış bilgilerden birine inanmazsa, kâfir olur. Şimdi, (Ehl-i sünnet) mezhebinden çıkarak sapık veyâ kâfir olmuş, müslimân adını taşıyan kimseler çokdur.) Abdülhakîm Efendi hazretlerinin yazısı burada temâm oldu. Kendisi hicretin binikiyüzseksenbir (1281) senesinde Van vilâyetinin Başkal’a kazâsında tevellüd ve 1362 [m. 1943] senesinde Ankarada vefât etdi. Bağlum kazâsında medfûndur.

Müslimânların, beşikden mezâra kadar, ilm öğrenmesi lâzımdır. Müslimânların öğrenmesi lâzım olan ilmlere (Ulûm-i İslâmiyye) denir. Ulûm-i islâmiyye, ya’nî islâm bilgileri ikiye ayrılır:

1 — Ulûm-i Nakliyye, 2 — Ulûm-i akliyye.

1 — Ulûm-i nakliyye: Bunlara din bilgileri de denir. Bu bilgiler, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarından okuyarak öğrenilir. Din âlimleri, bu bilgileri, (Edille-i şer’ıyye) denilen dört kaynakdan almışlardır. Bu dört kaynak, Kur’ân-ı kerîm ve Hadîs-i şerîfler ve İcmâ’-ı ümmet ve Kıyâs-i fükahâdır.

Din bilgileri de iki kısma ayrılır: (Ulûm-i âliyye), ya’nî yüksek din bilgileri ve(Ulûm-i ibtidâiyye), ya’nî âlet ilmleri. Yüksek din bilgileri sekiz kısma ayrılır:

I: İlm-i tefsîrdir. Bu ilmin mütehassıslarına (Müfessir) denir. Müfessir demek, kelâm-ı ilâhîden, murâd-ı ilâhîyi anlıyan derin âlim demekdir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.