480

Makâlenin başlığı: (Les Universites du Petrole = Petrol üniversiteleri)dir. Ferrera makâlesinin bir bölümünde şöyle diyor:

(Muhammedsallallahü aleyhi ve sellem”, 632 senesinde Medînede sevgili zevcesi Âişenin kolları arasında vefât etdi. Onu tâ’kib eden senelerde, bugün Sü’ûdî Arabistân denilen yerden hareket eden müslimânlar, Atlantik okyanusundan Amur nehrine kadar genişleyen çok büyük bir İslâm İmperatörlüğü kurdular. Müslimânlar son derecede kuvvetli, sabrlı, cesûr olmakla berâber, harbleri kazanınca, büyük merhamet gösteriyorlardı. Geçdikleri her yerde, birçoğumuzun hâlâ bilmediği büyüklükde, bir medeniyyet kurdular. Bağdâddan Kurtubaya kadar, geniş bir sâhada kurulmuş olan islâm üniversiteleri, o zemân çok bilgisiz olan Avrupalıların tanımadıkları ve hattâ ortadan kaldırmağa çalışdıkları eski medeniyyetleri yeniden canlandırdı. Ptoleme [Batlemyus]nun, Euclidein (Oyklid), Archimedin eserlerini Arabîye terceme eden müslimânlar, bunlarla birlikde Hind fen adamlarının da eserlerini kendi dillerine nakl ederek, onları da tedkîk etdiler ve bunları bütün dünyâya neşr etdiler. Sekizinci asrda ilk def’a olarak (Aix-la-Chapellede Charlemagne) serâyını, Halîfe Hârûnürreşîd nâmına ziyârete gelmiş olan müslimânlar, serâydaki insanların bilgisizliğine ve çoğunun okuma yazma bilmediğine hayretde kalmışlardı. Müslimânlar, dokuzuncu asrda Avrupalılara ilk olarak rakamları ve sıfırı öğretdiler. Vâkıa, (sıfır) ilk olarak Hindliler tarafından bulunmuşdu. Fekat, onu Avrupalılara müslimânlar nakl eyledi. Bunun gibi, müsellesât ilmini [trigonometriyi] de Avrupalılara öğreten yine müslimânlar oldu. Önce, sinüs [Ceyb] ve cosinüs [Teceyyüb]ü, sonraları ise, bütün müsellesâtı [trigonometriyi] Avrupalılar, müslimân üniversitelerinde öğrendiler. Dokuzuncu asrdan onikinci asra kadar, dünyâda ne kadar ilmî veyâ teknik bir inkişâf varsa, ancak müslimân üniversitelerinde öğreniliyordu.

[Osmânlı devletinde sayısız ilm ve fen adamları yetişdi. Bunların bugünkü medeniyyete yapmış oldukları büyük hizmetler, bırakdıkları kıymetli kitâblarından anlaşılmakdadır. Bunlardan biri, İstanbulda Yavuz Sultân Selîm “rahime-hullahü teâlâ[1] Câmi’inin Muvakkiti ve reîs-ül-müneccimîn olan Mustafâ bin Alî efendidir “rahime-hullahü teâlâ”. 979 [m. 1571] de vefât etmişdir. (İ’lâm-ülibâd) ismindeki coğrafya ve (Teshîl-ül-mîkat fî-ilm-il-evkât), (Teysîr-il-kevâkib), (Kifâyet-ül-vakt fî-rub’-i dâire) astronomi kitâblarında şaşılacak bilgiler vardır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.