593

Buna uymak sahîh olmaz.

Vâızın biri, kaplama diş üzerinde tedkîkler yapdığını söyliyerek, elde etdiği vesîkaları şöyle sıralamış:

1- (Gusl edecek kimsenin ağzındaki dişler kaplatılmış veyâ doldurulmuşsa, hükm bunun üzerine intikâl eder. Bunların yıkanması ile gusl temâm olur. Yara ve sargı üzerine, mesh câiz olup, hükm bunların üzerine intikâl etmekle, sâdece üzerlerinin mesh edilmesinin kâfî gelmesine benzemekdedir. Yaranın üzerindeki sargıyı söküp altını yıkamak mecbûriyyeti olmadığı gibidir) diyor.

Bu yazı, bu hükm, temâmen yanlışdır. İlmî değil, indîdir, uydurmadır. Bunun doğrusu fıkh kitâblarında, meselâ İbni Âbidînde şöyledir: (Yara, kırık, çıkık, şişik, ağrı bulunan yeri veyâ buralara konan ilâcı veyâ sarılmış olan sargıyı çıkarıp altındaki deriyi yıkamak farzdır. Soğuk su ile yıkamak zarar verirse, sıcak su ile yıkar. Bu da zarar verirse, yara üzerini mesh eder. Etrâfındaki sağlam deriyi yıkar. Etrâfını yıkamak yaraya zarar verirse, etrâfını da mesh eder. Bu da zarar verirse, ancak o zemân sargı üzerine mesh etmek câiz olur. Ya’nî, ancak o zemân, hükm sargı üzerine intikâl eder. Hükm sargı üzerine intikâl edince, sargı üzerine mesh eder. Sağlam derisi üzerindeki sargıların ve aradaki sargısız olan sağlam deri kısmlarının çoğu üzerine mesh eder. Böyle yapmak, abdestde ve guslde aynıdır. Sargıyı çözmek, çıkarmak, yara iyi oldukdan sonra bile, yaraya veyâ etrâfına zarar verirse, ya’nî yaranın kanamasına, akmasına, yaranın artmasına veyâ dayanamıyacak kadar ağrı, sızı husûlüne sebeb olursa yâhud tekrâr bağlıyamaz ve bağlıyacak kimse bulamazsa, sargıyı çözmez. Üzerini mesh eder. Ayak çatlağına konan merhem [ve yara üzerine konulan flaster, kollodyum gibi şeyler ve yara üzerinde hâsıl olan kabuk] de sargı gibidirler. Mesh de zarar verirse, terk edilir. Sargı, merhem, yaranın iyi olmasından sonra düşerlerse, üzerlerine yapılmış olan mesh bâtıl olur. Yara üzerini yıkamak lâzım olur.)

Görülüyor ki, dişdeki dolgunun, kaplamanın üzerlerini yıkamak, sargı gibi değildir. Çünki, sargı ve benzerleri, yara üzerine ihtiyâc ile konulmuş ve başka mezhebi taklîd mümkin olmadığı için, zarûret hâlini almışdır. Ağrı yapan dişi çıkarmağı, protez yapdırmağı ise, kendisi istememiş, dolgu veyâ kaplama yapılmasını istemiş, başka mezhebi taklîd mümkin olduğu için, dolgu veyâ kaplama yapılmasında, zarûret olmamışdır. Zarûret olmayan şeyi zarûret olan şeye benzetmek doğru değildir.

2- (Abdestde yüzü yıkamak farz olduğu hâlde, sakalı sık olan kimsenin, sakalının üzerini yıkamasının kâfî geldiği ve sakalının diplerini yıkamak mecbûriyyeti olmadığı gibi, kaplanmış dişin altını yıkamak îcâb etmez) imiş.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.