593

İslâmiyyete uyabilmek için, Hîle-i şer’ıyye yapmak lâzım olduğu (Hadîka) ve (Hindiyye)kitâblarında yazılıdır. İslâmiyyete uygun olması için, zekâtı altın olarak vermek ve fakîrlere kolaylık olmak için kâğıd lira olarak dağıtabilmek niyyeti ile, yukarda bildirilen hîle-i şer’ıyyeyi yapmak lâzımdır. Fekat, fakîrden veyâ vekîlinden altınları geri aldıkdan sonra, zekât verilmiş oldu diyerek fakîrlere, islâma hizmet eden yerlere kâğıd para vermemek, böylece islâmiyyete uymakdan kaçmak için hîle-i şer’ıyye yapmak harâmdır. Büyük günâhdır. Müslimânlara, böyle harâm olan hîle-i şer’iyyeyi ya’nî (Hîle-i bâtıla) yapmağı öğreten, fıkh kitâblarını okumamalıdır. Kendi düşüncelerini din bilgisi olarak söyliyen, müslimânları mezhebsiz yapan câhil din adamına, (Müftî-yi mâcin) denir. Müftî-yi mâcini hâkimin ta’zîr etmesi, cezâlandırması lâzım olur. Ticâret yapan, zekâtını altın olarak da, ticâret malından da verebilir. 292. ci ve sonraki sahîfelere bakınız!

YARDIM DERNEKLERİ, KUMAR, SİGORTA

213 – Yeşilay, Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu, İhlâs Vakfı gibi çeşidli ismler altında kurulmuş olan yardım teşkilâtı, dînin (Hibe) ahkâmına tâbi’dirler. Ya’nî bunlar, yardım yerleridir. Vakf değildirler. Vakf malı, vakf eden kimsenin koyduğu şartlara göre idâre edilir. Yardım müesseseleri [dernekleri] ise, reîslerinin [başkanlarının] emrine, arzûsuna göre iş görür. Dernekde toplanan hediyyeler [mallar, paralar], başkanın mülküdür. Bunlar, başkanın emri ile, fakîrlere, âfet, zarar görenlere, her nev’ hayrât ve hasenâta ve din, fen, ahlâk kitâbları basdırılıp, dağıtılmasına, mekteblere, hastahânelere sarf olunur. İdâre heyeti üyeleri, başkanın müşâvirleridir. Müşterek alınan karârlar, dinde, başkanın emri demekdir. Ücretli ve ücretsiz iş görenler, başkanın memurları, vekîlleridir. Başkası başkan seçilince, eskisinin, bütün malları buna temlîk ve teslîm etmesi lâzımdır. Derneğe yapılan her bağış, başkanın şahsına hibe edilmiş olur.

(İhtiyâr) kitâbı (Hibe)yi anlatırken diyor ki: Hibe, hediyye vermek, karşılıksız temlîk, bağışlamak demekdir. Bağış sâhibleri verdim der, başkan [veyâ vekîlleri] de aldım der ve sözleşilen yerde veyâ sonra, hibeyi yapanın izni ile kabz eder. Ya’nî teslîm alır. Kabzdan önce, îcâb veyâ kabûlden vaz geçebilirler. Bu îcâb ve kabûl ve kabz işlemleri yapılınca, bağış başkanın mülkü olur. Küçük çocuğa verilen hediyyeyi, kendisi, anası veyâ velîsi kabz edebilir. Taksîmi mümkin olmıyan malı hibe etmek câizdir. Mal hibe olunur. Menfe’at hibe olmaz. Bir malın yalnız menfe’atini, ya’nî kullanılmasını hibe etmeğe (Âriyet) denir. Bu mal, kullananın elinde emânet olur. Evi, oturmak için âriyet vermek câizdir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.