384

DÖRDÜNCÜ FASL

Fâcire, ya’nî kâfir olanlara Münker ve Nekîr melekleri (Men Rabbüke) dedikleri vakt, (Lâ-edrî), ya’nî (Ben bilmem) der. Onlar da, bilmedin ve hâtırlamadın derler.

Sonra onu demirden kamçı ile döverler. Tâ ki, yedinci kat yerin altına girer. Sonra yer silkelenir. Yine kabrine çıkar. Böyle yedi def’a döverler. Sonra da, bunların hâlleri başka başka olur. Ba’zısının ameli köpek şekline çevrilip kıyâmete kadar onu ısırır. Bunlar, kıyâmet ve islâmiyyetin bildirdiği husûslarda şübhe edenlerdir. Kabrde bulunanların karşılaşacakları hâller çeşid çeşiddir. Ancak biz burada çok kısa anlatdık. Bu azâbın aslı şöyledir ki, bir insan dünyâda en çok neden korkarsa, kabrde onunla azâb olunur.

Meselâ, ba’zı insanlar, yırtıcı hayvan yavrusundan çok korkar. İnsanların tabî’atleri bunda muhtelifdir. Allahü teâlâdan selâmet ve nedâmetden evvel mağfiret isteriz.

Mevtâlardan çok def’a rivâyet olunmuş ve rü’yâda görülüp, hâlleri sorulmuş ve cevâblar alınmışdır. Bunlardan birisine hâli sorulunca, (Birgün abdestsiz nemâz kılmış idim. Allahü teâlâ, bana bir kurtcağız musallat etdi. Onunla hâlim pek fenâdır) dedi. [Nemâz kılmıyanların ve kılmadığı nemâzı kazâ etmiyenlerin hâllerinin ne olacağını, buradan anlamalıdır.]

Bir diğeri de, rü’yâda görülüp, Allahü teâlâ sana ne mu’âmele buyurdu diye sorulunca, (Bir gün cenâbetden gusl etmemişdim. Allahü teâlâ, ateşden bir elbise giydirdi. Onun içinde, kıyâmete kadar bir yerden bir yere çevirerek bana azâb ediyorlar) dedi. [Her müslimân ana ve baba, çocuklarına gusl abdesti almasını öğretmelidir.]

Bir diğeri de, rü’yâda görülüp, Allahü teâlâ sana ne mu’âmele buyurdu diye sorulunca, (Beni yıkayan kimse, bir tarafdan bir tarafa şiddet ile çevirirken, teneşirdeki demir çivi vücûdümü tırmaladı. Bundan çok zahmet çekdim) dedi. Sabâh olunca, yıkayan kimseden sorulunca, (İstemiyerek böyle birşey olmuşdu) dedi.

Bir başkası da, rü’yâda görülüp, hâlin nasıldır, sen ölmemiş miydin? diye sorulunca, (Evet, ben hayr üzereyim, lâkin üzerime toprak atılırken, bir taş düşüp, iki kemiğimi kırdı. Bana çok sıkıntı verdi) dedi. Bunun üzerine kabrini açdılar. Dediği gibi buldular.

Bir kimse oğluna, rü’yâsında gelip, (Ey fenâ oğul! Babanın kabrini düzelt! Zîrâ, yağmur çok ezâ verdi) dedi. Bunun da kabrini açdılar. Âdeta su arkı (harkı) gibi dolmuş buldular ki, sel doldurmuş idi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.