593

Falan settâreden [yıldızdan] bana haber ver. Râhib dedi ki: Ben o yıldızı bilmiyorum. Hazret-i Alî buyurdu ki: Ey râhib! Ma’lûm olsun ki, gök ilmini [ilm-i nücûmu] bilmiyorsun. Yer [arz] ilminden sorayım. Hâlen ayağının basdığı yerin altında ne vardır. Râhib dedi ki: Bilmiyorum. Hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh”, Ben sana söyliyeyim. Şu şeklde bir kab, kabın içinde şu kadar, şu vasfda, nakşda, akçe vardır, buyurdu. Râhib dedi, ey azîz! Bu şeklde keşf etmek sana nereden hâsıl oldu. Buyurdu ki: Hazret-i Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” bana haber vermiş idi ki, bir grub asker ile harb edesin ki, onların askerinden, on kişiden azı kurtulur. Senin askerinden ondan eksik şehîd olur. Râhib, hayret edip, imtihân için ayağı altındaki yeri kazdı. O ta’rîf edilen şeklde akçeler bulup, o nişân ile çıkıp, o şeklde görünce, îmâna geldi. Rivâyet edilir ki, o dörtbin hâricîden üçbindokuzyüzdoksanbir adedi öldürülüp, dokuz asker firâr etmişdir. İslâm askerinden dokuz se’âdetli kimse şehâdet şerbetini içip, gerisi sıhhat ve selâmet üzere kalmışdır.

Altmışyedinci Menâkıb: İmâm-ı Müstagfirî “rahimehullahi teâlâ” (Delâ-il-ün nübüvve) adlı kitâbında, Firâs bin Amrdan “radıyallahü teâlâ anh” nakl eylemişdir. Ona Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri zemân-ı şerîflerinde bir baş ağrısı ârız oldu. Hazret-i Resûl-i ekrem “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” iki gözü ortasını tutdu. Mubârek parmakları ile tutduğu yerden kirpi kılı gibi kıl çıkdı. O ağrı ondan gitdi. Hâricîlerin emîr-ül mü’minîn Alînin “radıyallahü teâlâ anh” üzerine hücûm etdikleri günde, Firâs de onlara uydu. O vakt o kıllar alnından döküldü. O sırada o ağrı tekrâr başladı. Ona dediler ki, bu iş sana hâricîlere uyduğun için hâsıl oldu. Tevbe ve istigfâr etdi ki, o kıl alnında çıkıp, o ağrı ondan temâmen gitdi. (Şevâhid-ün nübüvve)den alınmışdır.

Altmışsekizinci Menâkıb: Alî bin Zeyd “rahimehullahü teâlâ” demişdir. Sa’îd bin Museyyib “radıyallahü anh” bir şahsı bana gösterdi ve dedi ki, var o şahsı gör. Dedim, hâlini bana anlat. Benim görmeme ne lüzûm var. Bu şahs Osmân ve Alînin “radıyallahü teâlâ anhümâ” hakkında kötü sözler söyler idi. Ben münâcat etdim, Allahü teâlâya ki, eğer senin katında Osmânın ve Alînin kıymetleri var ise; bana bir nişân göster.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.