593

Beşinci kerre Âdem aleyhisselâm kendi bâtını aynasında [rûhunun aynasında] bir şahs sûreti gördü. Şemâilinde [görünüşünde] heybet ve şefkat sebeblerinden ve eserlerinden çok çok zuhûra gelip hâsıl olmuş bir şahs ki, çok kuvvetli, gâyet şiddetli, fevkal’âde heybetli, iri yapılı ve sıhhatli idi. Aynı zemânda kemâl-i gayret ve salâbetle süslü bir kılınç sûreti de o sûretin omuzuna konulmuş. Âdem aleyhisselâm buyurdu ki, o beş nesne o beş kimsedendir. Birinci, söyleyiciden, ikinci, tasdîk ediciden, üçüncü, nûrdan, dördüncü, nûrdan, beşinci söyliyen ve o kılıncı taşıyan heybetli ve siyâsetli şahsdan ki, onun gibi birbirine ulaşmış ve rahmet ve kerâmetle süslenmişdir.)

Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdu ki: Cebrâîl aleyhisselâm dedi: Âdem aleyhisselâmın, üst yarısı rûhu ile canlı, alt yarısı cansız olduğu vaktde, kendi baş gözü ile ve gerekli kulağı ile o beş nesneyi ve o beş nesneden görmesi gerekeni gördü, işitmesi gerekeni işitdi. O acâibliği görünce, başından kendi kendine hareket etdi. Mubârek lisânını tesbîh ve tehlîl ve tahmîd ve tekbîr ile Allahü teâlânın yüceliğini dile getirdi. (Sübhâneke rabbî. Sübhâneke rabbî. Sübhâneke rabbî. Mâ a’zameke ve mâ a’zam kudretike ve mâ evsa’ mağfiretike ve rahmetike. Lâ ilâhe illâ ente tebârekete ve teâleyte rahmeten vesiat külle şey’in ilmen ve ahseyte külle şey’in adeden.) [Ey noksan sıfatlardan münezzeh olan Rabbim. Seni tesbîh ederim. Seni noksan sıfatlardan tenzîh ederim. En büyük kudret, en geniş magfiret ve rahmet Sendedir. Senden başka ilah yokdur. Sen çok büyüksün ve şânın çok yüksekdir. İlmin herşeyi içine almışdır.] Yâ Rabbel’alemîn! Bana haber ver ki, bu gördüğüm şaşılacak iş nedir. İşitdiğim güzel ses neden ötürüdür. O kimse kim idi. Sana şükr ve senâ etdi. İkinci kim idi ki, evvelkini tasdîk etdi. O nûr ne nûr idi ki, Cennetin kapıları o nûr ile açıldı. Yâ o iki nûrlar da ne nûr idi, o nûrdan sonra ki, Cennetin dereceleri o iki nûrdan aydınlandı. O âhıretde gördüğüm; heybetli, salâbetli sûret, kimin sûreti idi. Allahü Sübhânehü ve teâlâ buyurdu ki: Yâ Âdem! Henüz onların meydâna çıkmaları vakti gelmedi. Ammâ sen bu sâatde Âdemsin. Sana lâzımdır ki, onlardan iki nesneye kanâat edesin. Birincisi, onların adları o yerde yazılmışdır; göresin. İkincisi, sıfatlarını benden işitesin.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.