Reliable 5V0-31.23 Test Notes 🐒 5V0-31.23 Interactive Course 🏦 5V0-31.23 Interactive Course 🙊 Go to website 《 www.pdfvce.com 》 open and search for 《 5V0-31.23 》 to download for free 🐟Reliable 5V0-31.23 Test Price - search results

If you're not happy with the results, please do another search

İyi huylu olanın Cennetin yüksek derecelerine kavuşacağını size söz veriyorum!) [Ebû Dâvüd, İbni Mâce ve Tirmüzî] [1] Ahmed Beyhekî, 458 [m. 1066] de Nişâpûrda vefât etdi. 18 — Hadîs-i kudsîde Allahü teâlâ buyuruyor ki, (Size gönderdiğim islâm dîninden râzıyım. [Ya’nî, bu dîni kabûl edenlerden, bu dînin emr ve yasaklarına tâbi’ olanlardan râzı olurum. Onları severim.] Bu dînin temâm olması, ancak cömerdlikle ve iyi huylu olmakla olur. Dîninizin temâm olduğunu hergün, bu ikisi ile belli ediniz!) [Taberânî[1]]. 19 — (Sıcak su buzu eritdiği gibi, iyi huylu olmak, insanın günâhlarını eritir, yok eder. Sirke balı bozduğu, yinilmez hâle sokduğu gibi, kötü huylu olmak, insanın ibâdetlerini bozar, yok eder.) [Taberânî] 20 — (Allahü teâlâ...

Üzerimde o kadar büyük bir te’sîr yapdı ki, âdetâ kendimden geçdim. Artık kendimi müslimân olmuş kabûl ediyor, müslimânların ellerini bir kardeş olarak sıkıyordum. Câmi’deki hissiyâtımı, 1955 yılında (Pâkistan Quarterly) mecmû’asının 4. sayısında şöyle nakl ediyordum: (Bu sefer, dahâ küçük bir câmi’e gitdik. Bu câmi’de çok iyi ingilizce bilen ve Pençab Üniversitesinde profesörlük yapan bir âlim va’z verecekdi. Kendisi va’z verirken onu dinleyenlere: (Bugün aramızda uzak bir yerden, Hollandadan gelmiş bir müslimân kardeşimiz var. Onun da iyi anlaması için urdu diline dahâ fazla İngilizce kelimeler karışdıracağım) dedi ve çok güzel bir va’z verdi. Ben dikkat ile dinledim. Va’z bitdikden sonra, câmi’den ayrılmak isterken, beni oraya getiren Allâme Sâhib, beni dikkat ile seyr...

...olmuşdum. Şimdi müslimân olmakla iftihâr ediyorum. 22 LADY ZEYNEB EVELYN COMBOLD (İngiliz) Benim niçin müslimân olduğum benden mütemâdiyyen sorulur. Ben meşhûr bir âilenin kızıyım ve zevcim de meşhûr ve mühim bir kimsedir. Niçin müslimân olduğumu süâl edenlere, müslimânlık nûrunun ne zemân rûhuma doğduğunu kat’î olarak bilmediğimi söylerim. Bana, sanki her zemân müslimânmışım gibi geliyor. Bu da, hiç acâib bir şey değildir. Zîrâ müslimânlık, tabî’î ve hak bir dindir. Her çocuk, müslimân olarak doğar. Kendi başına terk edilirse, müslimânlıkdan başka bir din seçmez. Avrupalı bir muharririn dediği gibi, (Müslimânlık, akl-ı selîm sâhiblerinin dînidir). Bütün dinleri birbiri ile mukayese edecek olursanız, bunların en mükemmeli, en tabî’î, en mantıkî olanının, islâmiyyet olduğunu derhâl görürsünüz....

Allahü teâlânın takdir ettiği maddî ve mânevî nîmet, kısmet. Yiyecek, içecek, giyecek ve barınacak yer. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Dünyâdaki maddî ve mânevî bütün rızıklarını aralarında taksim ettik.(Zührûf sûresi: 32) Allahü teâlâ tarafından rızkı gönderilmeyen yeryüzünde bir canlı yoktur. (Hûd sûresi: 6) Rızık husûsunda endişeye düşmeyiniz. İnsan son rızkını da yemeden ölmez. Allah’tan korkunuz, iyi ameller yapınız. Helâlı alıp, harâmı terk ediniz. (Hadîs-i şerîf-İhyâ) Rızık husûsunda Allahü teâlâya tevekkül eden kimsenin güzel huyları fazlalaşır; cömert olur ve ibâdetlerinde vesvese bulunmaz. (Şakîk-i Belhî) Allahü teâlâ bir kimsenin sûretini ve rızkını güzel yapar, o da, Allah için tevâzû gösterirse, o, Allahü teâlânın yakın ve hâlis kullarından olur. (Avn bin Abdullah)...

(Şevâhid-ün-nübüvve)nin üçüncü cüz’ü başında diyor ki, (Îmân etmeğe niyyetim yok idi. Sırtımın yere geleceği hâtırımdan bile geçmemişdi. Şimdi, kuvvetinin benden dahâ çok olduğuna şaşdım ve çok beğendim diyerek, sürüsünün yarısını Resûlullaha hediyye edip, ayrıldı. Resûlullah, sürü ile Mekkeye doğru giderken, Rügâne koşarak geldi ve: — Yâ Muhammed! Mekkeliler, bu sürüyü nerden buldun? derlerse, ne cevâb verirsin dedi. — Rügâne hediyye etdi derim buyurdu. — Ne için hediyye etdi derlerse, — Onunla güreş etdik. Sırtını yere getirdim. Kuvvetimi beğendi de verdi derim. — Amân öyle söyleme! Şânım şerefim yok olur. Sözlerim hoşuna gitdi de verdi desen iyi olur. — Hiç yalan söylememek için Rabbime söz verdim buyurdu. — Öyle ise, sürüyü geri...

...ki, (Sultân İbrâhîmin kaddi ve kâmeti mevzûn, yüzü, gözleri güzel idi. İyi ahlâkı ve cömerdliği ile meşhûr idi.) İşte islâm dîni budur. Müslimân din adamları, hıristiyanları ölümden kurtarırken, hıristiyan papalar, patrikler, papazlar, dünyâyı müslimânları öldürmeğe da’vet ediyorlardı. Bir de, küstahca karşımıza çıkarak, islâm dîninin vahşet dîni olduğunu iddi’âya kalkışıyorlar! Îsâ aleyhisselâm, (sağ yanağınıza tokat atan kimseye sol yanağınızı da çevirin) buyurdu demekdedirler. [İngilizlerle yehûdîler, yalanlarla, iftirâlarla ve para, mevkı’ va’d ederek, müslimân evlâdlarını aldatıp, Osmânlı İslâm devletini yıkdılar. Gençler arasına dinsizlik modasını yaydılar. Kadınların, kızların açık gezmelerine, fuhşa, içkiye, ahlâksızlığa, dinsizliğe, ilericilik dediler. İslâm âlimlerini, islâm bilgilerini yok etdiler. İngiliz câsûsları, masonlar din adamı şekline girerek, islâmın güzel ahlâkını, ibâdetleri bozdular....

İnsanların yaratıcısı, yetişdiricisi, her an tehlükelerden koruyucusu olan ve kıyâmetde hesâba çekecek, sonsuz azâb yapacak olan, sonsuz kuvvet, kudret sâhibi, benzeri, ortağı olmayan tek hâkim ve kâdir olan Allahü teâlâ, (Tekebbür edenleri sevmem, tevâdu’ edenleri severim)buyuruyor. Âciz, elinden hiçbir şey gelmiyen zevallı insana bunlardan hangisini yapmak yakışır? Aklı başında olan, kendini ve Rabbini tanıyan kimse, hiç tekebbür edebilir mi? İnsan, aşağılığını, âcizliğini, Rabbine karşı her an izhâr etmek mecbûriyetindedir. Bunun için, her an, her yerde aczini göstermesi, tevâdu’ üzere bulunması lâzımdır. Ebû Süleymân Dârânî “rahime-hullahü teâlâ” diyor ki, (Bütün insanlar, beni olduğumdan dahâ aşağılamak, hakâret etmek isteseler, bunu yapamazlar. Çünki, herkesin, hakâret derecelerinin en aşağısı olarak düşünebileceklerinden dahâ aşağı olduğumu biliyorum)....