Reliable 5V0-31.23 Test Notes 🐒 5V0-31.23 Interactive Course 🏦 5V0-31.23 Interactive Course 🙊 Go to website 《 www.pdfvce.com 》 open and search for 《 5V0-31.23 》 to download for free 🐟Reliable 5V0-31.23 Test Price - search results

If you're not happy with the results, please do another search

...denir. Arzû etdiğini başkası alırsa, alana kızar. Aralarında çekişme, zulm, işkence başlar. Topluluk parçalanır. Toplulukda, alışverişi düzenlemek, adâleti sağlamak için, çok şey bilmek lâzımdır. Bu bilgiler, birer kanûndur. Bunların en âdil olarak bildirilmesi lâzımdır. Bunları hâzırlamakda da anlaşamazlarsa, yine karışıklık olur. Bunun için, insanların üstünde bir âdil varlığın hâzırlaması lâzımdır. Bunun teklîflerine uyulması için, güçlü kuvvetli olması ve teklîflerin ondan geldiğinin anlaşılması lâzımdır. Bunu anlatan, inandıran da, ancak mu’cizelerdir. Kendi zevklerine, şehvetlerine düşkün olanlar ve kendilerini başkalarından üstün görenler, islâmiyyetin ahkâmını beğenmezler. Bu ahkâma uymak istemezler. Başkalarının haklarına saldırır, günâh işlerler. İslâmiyyete uyana sevâb, uymıyana azâb olacağı bildirilince, islâmiyyetin düzeni kuvvetli olur. Bunun için, ahkâmı koyanın, cezâyı verecek olanın tanınması lâzımdır....

Dinde reformcuyu genç, kültürlü, ilerici, muhâkemesi, mantıkı kuvvetli olarak, vâiz efendiyi ise, gerici, taklîdci, aklı ermez, ince düşünemez biri olarak göstermekde, dinde reformcu ağzından, vâiz efendiye nasîhat vermekde, onu gafletden uyandırıcı pozu takınmakdadır. Nasîhat olarak, islâm âlimlerine saldırmakda, dalâlet ehli olan zındıkları, mülhidleri, geniş kültür sâhibi, islâm âlimi olarak tanıtmakdadır. Tâm bir mason ağzı ile, kurnazca yazılmış olan bu kitâb, saf ve temiz gençleri kolay avlamak tehlükesini taşımakdadır. Abduhun ve çömezlerinin kurnazca hâzırladıkları böyle kitâbları okuyup, te’sîrleri altında kalanlardan Diyânet işleri eski başkanlarından Hamdi Akseki, bu zararlı kitâbı arabîden türkçeye terceme etmiş ve uzun bir önsöz ekliyerek, (Mezâhibin telfîkı ve islâmın bir noktaya cem’i) ismini verip, rûmî 1332 senesinde, ya’nî 1334...

Müctehid olmıyanların hepsi, mukalliddir. Mukallidlerin, bir müctehidi taklîd etmeleri farzdır. Böyle olduğu, sözbirliği ile bildirilmişdir. Vehhâbîlerin allâme diyerek övdükleri ve her sözü seneddir dedikleri İbn-ül-Kayyım-ı Cevziyye (vefâtı 751 [m. 1350]) de, (İ’lâm-ül-mûkı’în) kitâbında, (İctihâd şartları kendisinde bulunmıyan kimsenin Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden hükm çıkarması câiz değildir) demekdedir. Zemânımız insanları, âyet-i kerîme veyâ hadîs-i şerîf okuyarak, bunlara kendi görüşlerine göre ma’nâ verenleri âlim sanıyorlar. Ehl-i sünnet âlimlerinin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” kitâblarından söyliyenleri ve yazanları dinlemiyorlar. İctihâd için lâzım olan şartlardan birine bile mâlik olmıyan câhil kimseleri din adamı sanıyorlar. Allahü teâlâ, müslimânları bu belâdan kurtarsın! (Savâ’ik-ı ilâhiyye)den terceme temâm oldu. Bundan bir evvelki maddede, Reşîd Rızânın, imâm-ı allâme diye çok...

Allahü teâlânın gadabı ve azâbı bu fırkadan ayrılanlaradır. Bu fırka-i nâciye, bugün [amelde, ibâdetlerde] dört mezhebde toplanmışdır. Bu dört hak mezheb (Hanefî), (Mâlikî), (Şâfi’î) ve (Hanbelî) mezhebleridir. Bu zemânda, bu dört mezhebden birine tâbi’ olmayan kimse, bid’at sâhibidir ve Cehenneme gidecekdir. Bid’at sâhibi olanların hepsi de, kendilerinin doğru yolda olduklarını iddi’a ediyorlar. Bu iş, kuru iddi’a ile hayâle dayanarak isbât edilmez. Bu yolun mütehassıslarının ve hadîs âlimlerinin bildirmeleri ile anlaşılır. Bunların bildirdikleri ve bulundukları yol hak yoldur). Tahtâvînin yukarıdaki yazısı vehhâbîlerin ve şî’îlerin ve diğer mezhebsizlerin bid’at, dalâlet ve Cehennem ehli olduklarını açık ve kesin olarak bildiriyor. Bu tercemenin aslı olan bir sahîfe arabî yazı, (Redd-i vehhâbî) kitâbının 1399 [m. 1979]...

İngiliz hükûmeti, bu işi senelerce destekleyip, 1366 [m. 1947] da İsrâil devletinin kurulmasını sağladı. Yine İngiliz hükûmeti, Arabistân yarımadasını Osmânlılardan alıp, Sü’ûd oğullarına teslîm ederek, 1351 [m. 1932] de, sapık i’tikâdlı, vehhâbî devleti kurulmasını sağladı. Böylece islâmiyyete en büyük darbeyi vurdu. Vehhâbîlerin, ingilizlerden aldıkları emrler ile, Hicâzdaki müslimânlara yapdıkları zulm ve işkenceler, (Kıyâmet ve Âhıret) kitâbının sonunda uzun yazılıdır. Abdürreşîd İbrâhîm efendi, 1328 [m. 1910] da İstanbulda basılan türkçe (Âlem-i islâm) kitâbının ikinci cildinde, (İngilizlerin islâm düşmanlığı) yazısının bir yerinde diyor ki, (Hilâfet-i islâmiyyenin bir ân evvel kaldırılması, ingilizlerin birinci düşüncesidir. Kırım muharebesine sebeb olmaları ve burada türklere yardım etmeleri, hilâfeti mahv etmek için bir hîle idi. Pâris muâhedesi, bu hîleyi...

Allah sevgisi ve Allah aşkı, islâmiyyetin en yüksek tanıdığı bir bilgidir. Fekat, dünyâya düzen vermek için yalnız bu sevgi yeter deyip, bütün se’âdetlerin başı olan Allah korkusunu küçük ve lüzûmsuz görmek, âyet-i kerîmelerden ve hadîs-i şerîflerden haberi olmamanın açık bir alâmetidir. İnsanların her bakımdan en üstünü olan Muhammed aleyhisselâm, (Allahü teâlâdan en çok korkanınız ve çekineniniz, benim) buyuruyor. Bu hadîs-i şerîf ve yine bu maddenin başında yazılı olan (Suheyb) “radıyallahü teâlâ anh” hadîsi, Allah korkusunun lâzım olduğunu göstermekdedirler. Allahdan korkmak, bir zâlimden korkmak gibi sanılmasın! Bu korku, saygı ve sevgi ile karışık olan bir korkudur. Âşıkların sevgililerine karşı yazdıkları şi’rlerde, böyle korku içinde olduklarını bildiren beytleri az değildir. Sevgilisini, kendinden pek...

...bırakdıkdan sonra, bütün islâm memleketlerine meşrû’ halîfe oldu. Ondokuzbuçuk sene hilâfet ve saltanat sürdü. Kısas-ı Enbiyâda diyor ki, hicretin altmışıncı senesinde hazret-i Mu’âviye hutbe okudukdan sonra, (Ey insanlar! Üzerinizde çok kaldım. Sizi usandırdım. Ben de, sizden usandım. Artık ayrılmak istiyorum. Siz de, benden ayrılmak ister oldunuz. Fekat, benden sonra, size benden dahâ iyisi gelmez. Nitekim benden evvel gelenler, benden dahâ iyi idiler. Kim, Allahü teâlâya kavuşmak isterse, Allahü teâlâ da, Ona kavuşmak ister! Yâ Rabbî! Sana kavuşmak istiyorum. Sana kavuşmamı irâde buyur! Beni mubârek ve mes’ûd eyle!) dedi. Birkaç gün sonra hastalandı. Oğlu Yezîdi çağırarak, (Oğlum! Seni harblerde, yollarda yormadım. Düşmanları yumuşatdım. Arabları sana itâ’at etdirdim. Kimseye nasîb olmıyan malları topladım....