401

Birgün Resûlullahsallallahü aleyhi ve sellem” hayvana binip, hazret-i Mu’âviyeyi arkasına bindirmişdi. Giderken, (Yâ Mu’âviye! Bana en yakın hangi uzvundur?) buyurdu. Karnım deyince, (Yâ Rabbî! Bunu ilmle doldur ve yumuşak huylu eyle!) diyerek, hayr düâ buyurdu. Hazret-i Alî, hazret-i Mu’âviye için, (Mu’âviyenin hâkimliğini kötülemeyiniz! O giderse, başların kopduğunu görürsünüz) buyurmuşdur. Hazret-i Muâviye, akl, zekâ, afv, ihsân ve tedbîr sâhibi idi. Büyük işleri çevirmekde mâhir ve kâmil idi. Yumuşaklığı ve sabrı atasözü hâline gelmişdi. Afvı ve ihsânı hikâyeler teşkîl etmişdir. Bunları iki kitâb dolusu yazmışlardır. Arabistânda dört dâhî, şöhret yapmışdır. Bunlar, hazret-i Mu’âviye ve hazret-i Amr ibni Âs ve Mugîre tebni Şu’be ve Ziyâd bin Ebîhdir. Büyükler buyuruyor ki, hazret-i Mu’âviye heybetli, cesûr ve güzel idâreli, çalışkan, cömert ve gayretli ve azîmli idi. Sanki her bakımdan devlet başkanı olmak için yaratılmışdı. Hattâ hazret-i Ömer, hazret-i Mu’âviyeye her bakışda, (Bu, ne güzel bir Arab sultânıdır) derdi. İhsânı o kadar çok idi ki, birgün hazret-i Hasen, borçlarının çok olduğunu söyleyince, seksen bin altın ihsân etmişdir. Sıffîn savaşından gâlib çıkdığı için, Amr ibni Âsı Mısra vâlî yapıp, Mısrın altı yıllık gelirlerini Ona bağışlamışdı. Güzel atlara biner, kıymetli elbiseler giyer, saltanat sürmekden lezzet alırdı. Fekat, Resûlullahın sohbetinin bereketi ile islâmiyyetden hiç ayrılmazdı. Birgün Resûlullah, bir iş vermek için hazret-i Mu’âviyeyi çağırdı. Yemek yiyor, dediler. Biraz sonra tekrâr çağırdı. Yine yemek yiyor, dediler. (Allahü teâlâ Onu doyurmasın!) buyurdu. O zemândan beri çok yirdi. Şâmda, hazret-i Ömer zemânında dört sene, hazret-i Osmân zemânında oniki sene, hazret-i Alî zemânında beş sene ve hazret-i Hasen zemânında “radıyallahü anhüm ecma’în” altı ay vâlî olup, hazret-i Hasen hilâfeti bırakdıkdan sonra, bütün islâm memleketlerine meşrû’ halîfe oldu. Ondokuzbuçuk sene hilâfet ve saltanat sürdü.

Kısas-ı Enbiyâda diyor ki, hicretin altmışıncı senesinde hazret-i Mu’âviye hutbe okudukdan sonra, (Ey insanlar! Üzerinizde çok kaldım. Sizi usandırdım. Ben de, sizden usandım. Artık ayrılmak istiyorum. Siz de, benden ayrılmak ister oldunuz. Fekat, benden sonra, size benden dahâ iyisi gelmez. Nitekim benden evvel gelenler, benden dahâ iyi idiler. Kim, Allahü teâlâya kavuşmak isterse, Allahü teâlâ da, Ona kavuşmak ister! Yâ Rabbî! Sana kavuşmak istiyorum. Sana kavuşmamı irâde buyur! Beni mubârek ve mes’ûd eyle!) dedi. Birkaç gün sonra hastalandı. Oğlu Yezîdi çağırarak, (Oğlum! Seni harblerde, yollarda yormadım. Düşmanları yumuşatdım. Arabları sana itâ’at etdirdim. Kimseye nasîb olmıyan malları topladım.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.