Reliable 5V0-31.23 Test Notes 🐒 5V0-31.23 Interactive Course 🏦 5V0-31.23 Interactive Course 🙊 Go to website 《 www.pdfvce.com 》 open and search for 《 5V0-31.23 》 to download for free 🐟Reliable 5V0-31.23 Test Price - search results

If you're not happy with the results, please do another search

Beyâzdan başka her renge ve bulanık olana hayz kanı denir. Bir kız, hayz görmeye başlayınca (bâliga) olur. Ya’nî kadın olur. Kan görüldüğü andan, kesildiği güne kadar olan günlerin sayısına (Âdet zemânı) denir. Âdet zemânı en çok on gündür. En az üç gündür. Şâfi’î ve Hanbelî mezheblerinde, en çoğu onbeş, en azı bir gündür. Hayz kanının durmadan hep akması lâzım değildir. İlk görülen kan kesilip, birkaç gün sonra tekrâr görülürse, aradaki üç günden az olan temizlik, sözbirliği ile hep akdı kabûl edilir. Üç gün ve dahâ çok süren temizlik, hayzın onuncu gününden önce biterse, imâm-ı Muhammedin “rahime-hullahü teâlâ” imâm-ı a’zam Ebû Hanîfeden “rahime-hullahü teâlâ” rivâyet etdiğine göre, on gün içinde hep akdı...

...teâlâ, ilmi çok yerde övdü, Kur’ânda, Resûlün, ilmi emr eden sözleri, meydânda. İslâmın en büyük düşmanıdır, bil, cehâlet, çünki, cehl mikrobunun hastalığı: Felâket! Cehâlet olan yerden, din gider dedi, Nebî. Dîni seven, o hâlde ilmi, fenni sevmeli! Cennet, kılınc gölgesinde, demedi mi hadîs, atom gücü, jet uçuşuna bu emr, pek vecîz! İslâmın zilletine cehldir, bütün illet! ey derd-i cehâlet, sana düşmekle, bu millet! Bir hâle getirdin ki, ne din kaldı, ne nâmûs, ey sîne-i islâma çöken, kapkara kâbus. Ey hâin düşman, seni öldürmeli evvel, sensin, bize kâfirleri, üstün çıkaran el! Ey millet, uyan, cehline kurban gidiyorsun! İslâm gerilikdir, diye bir damga yiyorsun! Allahdan utan, bâri bırak, dîni elinden, gir, leş gibi,...

...olanların, iyiyi kötüden tefrîk edebilenlerin, bu dinden elde edilmiş olan ahlâk kitâblarını okuyarak, öğrenerek ve işlerini buna göre tanzîm ederek, dünyâda ve âhıretde râhata ve huzûra, se’âdete, kurtuluşa kavuşması ve böylece âile ve cem’ıyyet hayâtının düzenine yardım etmiş olması lâzımdır. İnsanın birinci vazîfesi de budur. (İslâm ahlâkı) ismini verdiğimiz bu kitâbı, Allahü teâlânın lütfü ile, buna yardımcı bilgileri topladığı için, herkesin ehemmiyyet ile okuması, öğrenmesi lâzımdır. Aklı olan islâmiyyete bağlanır! İslâmiyyetin aslı, Hadîsle Kur’ândır! ÜÇÜNCÜ BAHS: İslâm ahlâkını üçe ayırmışdık. Bunları iyi anlamak için, yardımcı olan şeyleri açıklıyalım. Her ilmin, her fennin şu’beleri vardır. Şu’belerin birleşdikleri noktaları bulunur ki, bu noktalarda, o ilmin bütün kolları tek birşey olur. İşte bu tek...

Kâfir [Allaha düşman] olmağa ve bid’at sâhibi olmağa niyyet etmek harâmdır. O anda, öyle olur. Çünki, bu iki niyyetin kendileri kötüdür. Kendileri harâmdır. Harâm işlemek düşüncesi ise, harâma sebeb olduğu için kötüdür. Düşüncenin kendisi kötü değildir, bunu işlemek, yapmak kötüdür. Kötülüğü işlemeyince, harâmlığın ve günâhın kalkması, Allahü teâlânın merhametindendir ve Muhammed aleyhisselâm hurmetine, bu rahmet-i ilâhiyye onun ümmetine mahsûsdur. İnsan bir kimsede bulunan ni’metin ondan gitmesini istemeyip, kendisinde de bulunmasını isterse, hased olmaz. Buna (Gıbta) imrenmek denir. Gıbta güzel bir huydur. İslâmiyyetin ahkâmına, ya’nî farzları yapmağa ve harâmlardan sakınmağa ri’âyet eden, gözeten sâlih kimseye gıbta edilmesi vâcibdir. Dünyâ ni’metleri için gıbta etmek tenzîhen mekrûh olur. Hadîs-i şerîfde, (Allahü teâlâ, mü’min kuluna...

...olmaz. Fekat, senelerce sonra kâfir olmağa karâr verirse, hattâ bunu bir şarta bağlarsa dahî, karâr verdiği anda kâfir olur. Senelerce sonra bir kâfir ile evlenmeğe niyyet eden kadın da böyledir. [Harâmı işlemenin günâhı, işlemeğe karâr vermekden dahâ büyükdür. (Harâm), Allahü teâlânın yasak etdiği şey demekdir. Günâh, (ism) demekdir. Ya’nî, harâm işleyene karşılık verilecek cezâ demekdir. Günâh işlemek demek, cezâ ve azâb yapılmasına sebeb olacak bir şey yapmak, ya’nî harâm işlemek demekdir. (Sevâb), iyilik ve ibâdet yapana âhıretde verilecek iyi karşılık, mükâfât demekdir. Allahü teâlâ, dünyâda iyilik ve ibâdet yapanlara âhıretde sevâb vereceğini va’d etmişdir. İyilik ve ibâdet yapana âhıretde sevâb verilmesi, vâcib ve lâzım değildir. Allahü teâlâ, lutf ederek, merhamet ederek,...

...aklın ermediği bilgilerde, yalnız Kur’ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere uymuşlar, akllarını yalnız bu ikisinin ma’nâlarını arayıp bulmakda ve anlamakda kullanmışlardır. Bu ma’nâları, Eshâb-ı kirâmdan, Onlar da, Resûlullahdan öğrenmişler ve öğrendiklerini kitâblarına yazmışlardır. [Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkca bildirilmiş olan birşeye inanmıyan veyâ şübhe eden (Kâfir) [Allahın düşmanı] olur. Açık olarak bildirilmemiş, şübheli olan emrlere yanlış ma’nâ vermek (Bid’at) olur. Kur’ândan, hadîsden yanlış ma’nâ çıkarana (Bid’at sâhibi) denir. Kendi anladıklarına, düşüncelerine Kur’ân, hadîs diyene (Zındık) denir. Bu yanlış anladığına inanan, bid’at sâhibi olur. Böyle şey olmaz, aklım kabûl etmez derse, kâfir olur. Bir harâma mubâh diyen kimse, bir âyete veyâ hadîs-i şerîfe dayanarak söyliyorsa, kâfir olmaz, bid’at sâhibi olur. Ebû Bekr...

Bunun için, küfre sebeb olan şeyleri yapmakdan ve küfr alâmeti olan şeyleri kullanmakdan sakınmak lâzımdır. Kur’ân-ı kerîm Allah kelâmıdır. Allahü teâlâ, Cebrâîl aleyhisselâm ismindeki melek ile, Kur’ân-ı kerîmi Muhammed aleyhisselâma göndermişdir. Kur’ân-ı kerîmin kelimeleri arabîdir. Fekat, bu kelimeleri yan yana dizen Allahü teâlâdır. Kur’ân-ı kerîmdeki arabî kelimeler, Allahü teâlâ tarafından dizilmiş âyetler hâlinde, harf ve kelime olarak gelmişdir. Bu harf ve kelimelerin ma’nâsı kelâm-ı ilâhîyi taşımakdadır. Bu harflere, kelimelere (Kur’ân) denir. Kelâm-ı ilâhîyi gösteren ma’nâlar da Kur’ândır. Bu kelâm-ı ilâhî olan Kur’ân mahlûk değildir. Allahü teâlânın başka sıfatları gibi ezelî ve ebedîdir. Cebrâîl aleyhisselâm her sene bir kerre gelip, o âna kadar inmiş olan Kur’ân-ı kerîmi, Levh-il mahfûzdaki sırasına göre okur,...