450

Bunu işitince, tüylerim ürperdi. Vallahi bu senin başındır ey Resûlullahın oğlu! Senin işin çok acâibdir, diye bağırdım.

Rivâyet edilmişdir ki, Ma’mer ve Zührî “rahimehümallah” Abdülmelikin meclisinde idiler. Velîd onlara, hazret-i Hüseynin şehîd edildiği gün, Kudüsün taşları ne hâlde idi, hanginiz bilir, diye sordu. Zührî “rahmetullahi aleyh”, bana şöyle haber ulaşdı diyerek anlatdı: Kaldırdıkları her taşın altında tâze kan görmüşler. Biri de şöyle anlatmışdır: Hazret-i Hüseynin şehîd edildiği gün kan yağdı. Her şeyimiz kana bulandı. Gökyüzü bize günlerce kan renginde göründü.

Abdüllah bin Abbâsdan “radıyallahü anhümâ” şöyle rivâyet edilmişdir: Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” Peygamberliğinin bildirilmesinden üçyüz sene önce, dört yüzünde yazı olan, bir taş bulundu.

Bir yüzünde şöyle yazılmışdı:

Nasıl umarlar, şehîd edenler Hüseyni,
Yevm-i kıyâmetde dedesinden şefâ’ati.

Bir yüzünde ise;

Hayr ekerse bir kimse, sürûr biçer” yazılı idi.

Bir yüzünde;

Şer eken, pişmânlık biçer” yazılı idi.

Bir yüzünde de;

“Şübhesiz ki, Cennetde Alî, Hasen ve Hüseyn “radıyallahü anhüm” için sütden bir nehr vardır” yazılı idi.

Muhammed bin Riyâh şöyle anlatmışdır: Bir a’mâ gördüm. İnsânlar etrâfında toplanmışlar, gözlerinin kör olmasının sebebini anlamak istiyorlardı. O a’mâ kimse şöyle anlatdı. Biz on arkadaş hazret-i Hüseynin “radıyallahü anh” şehîd edildiği gün berâberdik.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.