1249

Havadaki karbon dioksid mikdârı azalırsa, kalbimiz durur ve nefes alamayız. Mikdârı artarsa boğuluruz. Karbon dioksid mikdârının hiç değişmemesi lâzımdır. Bunun için de, denizleri yaratdı. Karbon dioksid mikdârı artınca, kısmî tazyîki de artıp, fazlası denizlerde eriyerek, sudaki karbonat ile birleşerek, onu bi-karbonat hâline çeviriyor. Bu da, dibe çökerek deryâların dibinde çamur tabakası hâsıl oluyor. Havada azalınca, çamurdan ayrılıp suya ve sudan havaya geçiyor. Bütün canlılar havasız yaşayamaz. Bunun için, havayı, her yerde, her canlıya çalışmadan, parasız veriyor ve ciğere kadar gönderiyor. Susuz da yaşayamayız. Suyu da her yerde yaratdı. Fekat, susuzluğa dahâ fazla tehammül edildiği için, bunu arayıp bulacak, taşıyacak şeklde yaratdı. Fe-tebârekâllahü ahsenül-hâlikîn! İnsanlar, bunları yapmak şöyle dursun görebilenlere, anlayabilenlere ne mutlu!

Allahü teâlânın, sayamıyacağımız kadar çok nizâm ve âhenk içinde, halk etdiği sayılamıyacak kadar çok varlıklar tesâdüfen olmuşdur diyenlerin sözleri câhilcedir. Şöyle ki: Üzeri birden ona kadar numaralanmış on taşı bir torbaya koyalım. Bunları elimizde torbadan birer birer çıkararak, sıra ile, ya’nî önce bir numaralı, sonra iki numaralı ve nihâyet on numaralı olacak şeklde çıkarmağa çalışalım. Çıkarılan bir taşın numarasının sıraya uymadığı görülürse, çıkarılmış olan taşların hepsi hemen torbaya atılacak ve yeniden bir numaradan başlamak üzere çıkarmağa çalışılacakdır. Böylece, on taşı numaraları sırası ile ardarda çıkarabilmek ihtimâli onmilyarda birdir. On aded taşın bir sıra dâhilinde dizilme ihtimâli bu kadar az olursa, kâinatdaki sayısız düzenin tesâdüfen meydâna gelmesine imkân ve ihtimâl yokdur.

Daktilo ile yazmasını bilmeyen bir kimse, bir daktilonun tuşlarına gelişigüzel meselâ beş kerre bassa, elde edilen beş harfli kelimenin türkçe veyâ başka bir dilde bir ma’nâ ifâde etmesi acabâ ne derece mümkindir? Şâyed gelişigüzel tuşlara basmakla bir cümle yazmak istenilse idi, bir ma’nâ ifâde eden bir cümle yazılabilecek mi idi? Kaldı ki, bir sahîfe yazı veyâ kitâb teşkîl edilse, sahîfenin ve kitâbın, tesâdüfen belli bir konusu bulunacağını sanan kimseye akllı denilebilir mi?

Cismler yok oluyor. Bunlardan, başka cismler meydâna geliyor ise de, bu işde, yüzbeş madde hiç yok olmuyor. Yalnız yapıları değişiyor denilirse, radioaktif bozulmalar, elementlerin ve hattâ atomların da yok olduklarını, maddenin enerjiye döndüğünü haber vermekdedir. Hattâ, Einstein adındaki Alman fizikcisi, bu dönüşmenin matematiksel formülünü ortaya koymuşdur.

Cismlerin, maddelerin durmadan değişmeleri, birbirlerinden hâsıl olmaları, sonsuz olarak gelmiş değildir. Ya’nî, böyle gelmiş böyle gider denilemez. Bu değişmelerin bir başlangıcı vardır. Değişmelerin başlangıcı vardır demek, maddelerin var oluşlarının başlangıcı vardır demekdir. Ya’nî hiçbirşey yok iken, hepsi yokdan yaratılmışdır demekdir. İlk, ya’nî birinci olarak maddeler yokdan yaratılmış olmasalardı ve birbirlerinden hâsıl olmaları, sonsuz öncelere doğru uzasaydı, şimdi bu âlemin yok olması lâzımdı. Çünki, âlemin sonsuz öncelerde var olabilmesi için, bunu meydâna getiren maddelerin dahâ önce var olmaları, bunların da var olabilmeleri için, başkalarının bunlardan önce var olmaları lâzım olacakdır. Sonrakinin var olması, öncekinin var olmasına bağlıdır. Önceki var olmazsa, sonraki de var olmıyacakdır. Sonsuz önce demek, bir başlangıç yok demekdir. Sonsuz öncelerde var olmak demek, ilk, ya’nî, başlangıç olan bir varlık yok demekdir. İlk, ya’nî birinci varlık olmayınca, sonraki varlıklar da olamaz. Herşeyin her zemân yok olması lâzım gelir. Ya’nî, herbirinin var olması için, bir öncekinin var olması lâzım olan sonsuz sayıda varlıklar dizisi olamaz. Hepsinin yok olmaları lâzım olur.

Âlemin şimdi var olması, sonsuzdan var olarak gelmediğini, yokdan var edilmiş bir ilk varlığın bulunduğunu göstermekde olduğu anlaşıldı. Âlemin yokdan var edilmiş olduğunu, o ilk âlemden hâsıl ola ola, bugünki âlemin var olduğunu anladık.

Âlemi yokdan var eden bir yaratıcının bulunduğunu ve bu yaratıcının kadîm olması, ya’nî hep var olması, hiç değişmeden, sonsuz var olması lâzım geldiğini, (Şerh-i mevâkıf) kitâbı, beşinci mevkıfın birinci mersadında uzun isbât etmekdedir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.