1249

(Dürret-ül fâhıre) kitâbının üçüncü faslı sonundaki (Allahü teâlâ, kazâya kalmış nemâz borcu bulunan ve harâm elbise giyen kimsenin [Nâfile] nemâzını kabûl etmez) hadîs-i şerîfleri, bunu açık olarak bildirmekdedir.

(Miftâh-un-necât), Hakîkat kitâbevi tarafından basdırılmışdır. Mubâhlar iyi niyyet ile güzel düşünceler ile yapılınca, insan sevâb kazanır. Kötü niyyetlerle yapılırsa veyâ bunları yapmak, bir farzı vaktinde edâ etmeğe mâni’ olursa, günâh olurlar. Farzlar yapılırken, kötü niyyetler karışırsa, borc ödenmiş, cezâdan kurtulmuş olunur ise de, sevâb kazanılmaz. Belki günâh da olur. Harâm işliyenlerin farzları ve sünnetleri sahîh olur. Ya’nî borclarını ödemiş olurlar ise de, sevâb kazanmazlar. (Hadîka)da, (Bid’at sâhiblerinin ibâdetleri kabûl olmaz) hadîs-i şerîfini anlatırken buyuruyor ki, (Günâhlardan sakınmayan müslimânların ibâdetleri sahîh olsa da kabûl olmaz). Harâmlar iyi niyyet ile yapılsa da, mubâh olamaz. Ya’nî harâmlara hiçbir zemân sevâb verilemiyeceği gibi, özrsüz harâm işleyen herhâlde günâha girer. Harâmdan iyi niyyet ile, ya’nî Allahü teâlâdan korkarak sakınan, vazgeçen sevâb kazanır. Başka bir sebeb ile harâm işlemezse, sevâb kazanmaz. Yalnız, günâhından kurtulur. Harâm işleyenlerin, (Sen kalbime bak, kalbim temizdir. Allahü teâlâ kalbe bakar) demeleri boşdur. Fâidesizdir. Müslimânları aldatmakdır. Kalbin doğru ve temiz olmasına alâmet, ahkâm-ı islâmiyyeye yapışmak, ya’nî emrlere ve yasaklara uymak olduğu (Mektûbât)ın birinci cildinin otuzdokuzuncu mektûbunda uzun yazılıdır. (Şir’at-ül-islâm)ın 246. cı sahîfesinde ve (Hadîka)da, takvâyı anlatırken diyor ki, (Harâmların iyi niyyet ile yapılması, bunları harâmlıkdan çıkarmaz. İyi niyyet, harâmlara ve mekrûhlara te’sîr etmez. Bunları tâ’at hâline çevirmez).

(Mir’ât-ül-mekâsıd) kitâbı, yetmişüçüncü sahîfede ve İbni Âbidîn “rahmetullahi aleyh” abdestin niyyetinde ve (Milel-Nihal) tercemesi, ellidördüncü sahîfesinde diyor ki, amel, ya’nî iş üçe ayrılır: (Ma’sıyyet)ya’nî günâh olan işler. Bunlar, Allahü teâlânın beğenmediği şeylerdir. Allahü teâlânın emr etdiği şeyi yapmamak veyâ yasak etdiğini yapmak ma’sıyyetdir. (Tâ’at) ya’nî Allahü teâlânın beğendiği şeylerdir. Bunlara (Hasene) de denir. Tâ’at yapan müslimâna (Ecr) ya’nî (Sevâb), ni’met, iyilik vereceğini va’d buyurdu. Üçüncüsü (Mubâh) ya’nî günâh veyâ tâ’at olduğu bildirilmemiş olan işlerdir. Yapanın niyyetine göre, tâ’at veyâ günâh olurlar.

Günâhlar, niyyetsiz veyâ iyi niyyet ederek işlenirse, günâh olmakdan çıkmaz. (Ameller, niyyete göre iyi veyâ kötü olur) hadîs-i şerîfi, tâ’atlara ve mubâhlara niyyete göre sevâb verileceğini bildirmekdedir. Bir kimse, birinin gönlünü almak için başkasını incitse veyâ başkasının malı ile sadaka verse, yâhud harâm para ile mekteb, câmi’ yapdırsa, bunlara sevâb verilmez. Bunlara sevâb beklemek, câhillik olur. Zulm, günâh, iyi niyyet ile işlenirse, yine günâh olur. Böyle işleri yapmamak sevâbdır. Bilerek yaparsa, büyük günâh olur. Günâh olduğunu bilmiyerek yaparsa, müslimânların çoğunun bildiği şeyleri onun bilmemesi, öğrenmemesi de günâh olur. Dâr-ül-harbde dahî olsa, islâm bilgilerinin şâyı’, ya’nî yaygın olduğu yerde, cehl özr olmaz, günâh olur.

Tâ’atlar, niyyetsiz veyâ Allah için niyyet ederek yapılınca, sevâb hâsıl olur.

Tâ’at yaparken, Allahü teâlâ için yapdığını bilse de, bilmese de kabûl olur. Ya’nî sevâb hâsıl olur. Bir kimse Allahü teâlâ için yapdığını bilerek tâ’at yaparsa, buna (Kurbet) denir. Kurbet olan işi de yaparken sevâb hâsıl olması için niyyet etmek şart değildir. Sevâb hâsıl olması için, Allah rızâsı için niyyet etmek lâzım olan tâ’ate (İbâdet etmek) denir. Niyyetsiz alınan abdest ibâdet olmaz, kurbet olur. Bununla, hadesden tahâret hâsıl olup nemâz kılınır. Görülüyor ki, her ibâdet kurbetdir ve tâ’atdır. Kur’ân-ı kerîm okumak, vakf, köle âzâd etmek ve sadaka ve hanefî mezhebinde abdest almak ve benzerleri yapılırken sevâb hâsıl olmak için, niyyet lâzım olmadığından, kurbetdirler ve tâ’atdırlar. Fekat, ibâdet değildirler. Tâ’at veyâ kurbet olan bir iş yapılırken, Allah için niyyet edilirse, ibâdet yapılmış olur. Fekat bunlar, ibâdet olarak emr olunmadı. Allahü teâlâyı tanımağa yarayan fizik, kimyâ, bioloji, astronomi gibi bilgileri öğrenmek tâ’atdır, kurbet değildir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.