481

  0123456789  

Harâm yoldan gelen mala, mülke (Dünyâ) denilmekdedir. Dünyâ, ya’nî harâm ve mekrûhlar zararlıdır. Bir şeyin fâideli, zararlı olduğu, kitâblarda başka dürlü bildirilmekdedir. Bunlardan en doğrusu, Allahü teâlânın ayırdığıdır.

Allahü teâlânın emrlerine (Farz), yasak etdiği şeylere (Harâm) denir. Peygamberin emrlerine (Sünnet), yasaklarına (Mekrûh) denir. Bunların dördüne(İslâmiyyet) denir. Kalbde îmân bulunmasına alâmet, ahkâm-ı islâmiyyeyi beğenmek, kabûl etmekdir. Bir sünneti bile beğenmiyenin îmânı gider, kâfir olur. Îmânı var iken, islâmiyyetin bir hükmüne uymıyan kimseye (Fâsık) denir. İslâmiyyete uymamak (Günâh) olur. Kâfir, Cehennemde sonsuz yanacak, fâsık, günâhı kadar yanacak, sonra Cennete götürülecekdir. Îmânı olup, islâmiyyete uyan kimseye (Sâlih kul) denir. Dağda, çölde yaşayıp da, dinden, islâmiyyetden haberi olmıyan kimse, kâfir ve fâsık olmaz. Kıyâmetde hesâblaşdıkdan sonra, Cennete ve Cehenneme girmez. Hayvanlar gibi yok edilirler. İlâhî dinlerden islâmiyyet, büyük se’âdete sebeb olan çok büyük ni’metdir. Bu ni’metin kıymetini anlamıyanlar, cezâlarını çekeceklerdir.

Her müslimânın, hergün beş vakt (nemâz kılması) lâzımdır. Bu nemâzlar, kalbde îmân bulunduğuna alâmetdir. Bu nemâzlara inanmıyan (Kâfir) olur. Bozulmuş olan bir semâvî dîne inanan kâfire (Ehl-i kitâb) ya’nî (Kitâblı kâfir) denir. Buna inanmıyan kâfire (Müşrik) denir. Kâfirlerden yehûdîlerin ba’zıları ile hıristiyanların çoğu, müşrikdir. Şimdi yer yüzünde müşrik olmıyan bir kâfir yok gibidir. Muhammed aleyhisselâmın ba’zı sözlerini yanlış anlıyan ve anlatan müslimâna(Bid’at sâhibi) müslimân denir. Şî’îler ve vehhâbîler, bid’at sâhibi müslimândırlar. Bunlardan, Muhammed aleyhisselâmın bir sözüne bile inanmıyanlar kâfir olur. Muhammed aleyhisselâmın sözlerini hiç değişdirmeden inanan müslimânlara(Ehl-i sünnet) olan hakîkî müslimân denir. Bu hakîkî müslimânların reîsi İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe Nu’mân bin Sâbitdir. Ehl-i sünnet i’tikâdında olan hakîkî müslimânlar, ibâdet yapmakda, dört mezhebe ayrılmışlardır: (Hanefî, Şâfi’î, Mâlikî ve Hanbelî) mezhebi. Bu dört mezheb birbirlerini kardeş bilirler. Birbirlerinin arkasında nemâz kılarlar. Bu hakîkî müslimânları bozuk olan bid’at ehli ile karışdırmamalıdır. Bid’at ehli olanlar islâmiyyeti içerden yıkmakdadırlar. Elhamdülillah! Bugün yer yüzünde bulunan müslimânların çoğu, doğru yol olan,(Ehl-i sünnet) mezhebindedir. Bozuk yolda olan vehhâbîlerle şî’îler azalmakdadır.

Kendilerine müslimân diyen kimseler, üç fırkaya ayrılmışdır. Birinci fırka, Eshâb-ı kirâmın yolunda olan, hakîkî müslimânlardır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.