481

Eğer terceme doğru yapılmış ise, yazarının dinde söz sâhibi olmadığı hemen göze çarpmakdadır. Bakınız, bir yerinde ne hezeyânlar savuruyor:

(Türklerin savaş meydânlarında kayd etdikleri zaferler, islâma şeref vermişdir. Ancak, Türklerin elinde, islâmın, ma’nâsından çok şey gayb etdiği de bir gerçekdir. Türklerin elinde islâm dondurulmuş, (ma’nen) gelişmesi durdurulmuşdur. Osmânlılar, askerlik dışında kalan bütün meydânlarda islâmı dondurdular ve zedelediler. Meselâ ilme gereken önemi vermediler. İctihâdı durdurarak fıkh ilmi dondu.

Nihâyet islâm, Osmânlıların bağlayıcı kaydından kurtulup bağımsızlığını kazanarak, ileri atılmağa başladı. Özellikle bu atılış Hicâzda Vehhâbîlik, Sûdanda Mehdînin yönetdiği Mehdîlik hareketlerinde görülmekdedir. Bu iki hareket, islâma asl gücünü ve ilerleme isti’dâdını yeniden kazandıracak nitelikdeydi. İslâmdaki bu mutlu gelişmeyi gören haçlı emperyalizmi harekete geçdi) diyor.

Cevâb: Osmânlı türklerinin islâmiyyete hizmetleri, bir şâheserdir. Bir âbidedir. Târîh meydânına dikilmiş olan bu dev âbideyi görmemek için kör veyâ bir Türk düşmanı olmak lâzımdır. Bu Mısrlı yazarın da bildirmek zorunda kaldığı gibi, Osmânlı türklerini zaferden zafere götüren dinamizm, ahlâk, sabr ve kahramanlık, hangi kaynakdan geliyordu? İslâm kaynağından değil mi? İslâmiyyete şeref verilemez. İslâmiyyetden şeref alınır. Mü’minlerin şerefli emîri hazret-i Ömer “radıyallahü anh”, (Biz, zelîl, aşağı kimselerdik. Allahü teâlâ, bizleri müslimân yapmakla şereflendirdi) buyuruyor. İslâmiyyetin, her çeşid fazîlet ve şerefler kaynağı olduğunu bilmiyen câhiller, islâmiyyete şeref verilecek sanırlar.

İstanbuldan Viyanaya doğru giden islâm ordusu, Belgrad yakınlarında, bir su başında, mola veriyor. Çeşme, abdest alan, kablarına su koyan askerlerle dolu. Yakındaki bir kilisenin papası, güzel kızları süslüyor. Ellerine birer kab verip, çeşmeye gönderiyor. Papas pencereden gizlice seyr ediyor. Kızlar gelince, askerler hemen kenâra çekiliyor. Kızlar râhatça doldurup kiliseye dönüyorlar. Papas, islâm askerlerinin bu güzel ahlâkını, fazîletini, edebini ve merhametini görünce, (Bu ordu hiç yenilmez. Boş yere kanınızı dökmeyin!) diyerek haçlı kumandanlarına haber gönderiyor. Bu Mısrlı yazar, Osmânlı zaferlerini, Attillânın orduları gibi, barbar istilâsı sanıp yanılmakda mıdır? İngiliz lordu Davenportun kitâbını okumuş olsaydı (İslâm orduları her gitdiği yere, adâlet, fazîlet ve medeniyyet götürmüşdür.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.