481

Dahâ çocuk iken, onda görülen mu’cizeleri, hârikul’âde güzel hâlleri o kadar çokdu ki, bu husûsda çeşidli kitâblar yazılmışdır. Okuyanları kendisine âşık eden o üstünlükleri yazmak ve bunlara, gizli kalmış olanlarını da bulup eklemek gibi şerefli hizmeti bırakıp da, çocuklar arasında olabilecek birşeyi, islâm Peygamberinin hayâtı diyerek, ilm kitâbına yazmak bir islâm profesörüne yakışır mı? Hele, sonradan uydurulmuş çirkin bir yalanı seçip yazan adamın, hakîkî bir müslimân olacağı düşünülebilir mi? Böyle davranışlar, ilme hizmet etmeği mi, yoksa kusûr aramak gayretini mi gösterir? Her müslimânın, îmân etmiş olduğu ve herşeyden dahâ çok sevmiş olduğu Peygamberine toz kondurmamak için titremesi lâzımdır. Kırksekizinci sahîfesinde:

(Öğlenin yakıcı sıcağından korunmak için Abdüllah bin Cud’anın kemerinin (ya’nî dıvarının) gölgesine sığınırdı) diyor.

Siyer kitâblarında, Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” mubârek başı üstünde bulut bulunduğu, Onunla birlikde gitdiği, Ona gölge yapdığı, nübüvvete kadar böylece güneşden muhâfaza olunduğu yazılıdır. Gölgeye sığınırdı demek, bu mu’cizeye inanmamak olur. Resûlullahsallallahü aleyhi ve sellem”, burada gölgelenmek için değil, gölgelenenleri irşâd etmek için oturmuş olabilir. Kırksekizinci sahîfesinde:

(İbni Kelbî, bizzat Muhammed aleyhisselâmın bir put önünde esmer bir koyunu kurban etdiğini nakl eder) diyor.

Bu yazılar, yazarın islâmiyyeti kuşbakışı uzakdan gördüğünü, islâmdan haberi olmadığını göstermekdedir. Dahâ, küçük yaşda iken, putların ismlerini söyletmediğini, bunlara düşmanlığını açıkladığını her kitâb yazmakdadır. Putlardan nefret etdiğini, kendisi de altmışyedinci sahîfede bildiriyor. Hiçbir Peygamberin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, hiçbir yaşda, herhangi bir dinde yasak olan birşeyi işlemediğine, her müslimânın inanması lâzımdır. Hamîdullahın, müslimânları aldatmak için, sened olarak gösterdiği ibni Kelbînin taşkın bir mezhebsiz olduğu (Tuhfe-i İsnâ aşeriyye) ve (Esmâ-i Müellifîn) kitâblarında yazılıdır. Evet, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” esmer koyun kesdi. Fekat, bunu, kurban bayramında, Medînede kesdi. Ellisekizinci sahîfede:

(Abdülkays kabîlesinden bir hey’eti kabûl etdi. İslâmdan önce oraya seyâhat etmiş olduğunu onlara söyledi) diyor.

Bahreyndeki Abdülkays kabîlesinden gelen elçileri, (Buhârî) ve (Mevâhib-i ledünniyye) gibi birçok kitâblar uzun yazmakdadır. Bunların hiçbirinde, Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Abdülkays kabîlesinin memleketine gitdiği bildirilmiyor.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.