481

5 — Kitâbın yazarı, Mısrlı Reşîd Rızâ, arabî olan önsözünde, (İnsanlık tekâmül ederek, zemânın gelişmesi ile aklları değişdi) diyor. Bu sözü, masonların tekâmül inanclarının bir ifâdesidir. İlk insanların aklları az imiş. Şimdiki kâfirler çok akllı imiş. Bu sözü ile, ilk Peygamberlere ve sahâbîlerine aklsızlık isnâd ediyor. Böyle inanan, kâfir olur. Âdem, Şit, İdris ve Nûh ve dahâ nice Peygamberler “salevâtullahi teâlâ aleyhim ecma’în”, ilk insanlardan idi. Hepsi de, şimdiki insanların hepsinden dahâ akllı idiler. Hadîs-i şerîf, her asrın kendinden önceki asrdan dahâ kötü olacağını bildiriyor. Reşîd Rızânın bu sözü, bu hadîse de ters düşmekdedir.

6 — Yine önsözünde, (Târîhi aç da, Ehl-i sünnet, Şî’a ve Hâricîler arasında, hattâ Ehl-i sünnet mezhebinde olanlar arasında meydâna gelen döğüşmeleri oku! Şâfi’îlerle Hanefîler arasındaki düşmanlık, moğolların müslimânlar üzerine hücûm etmesine sebeb oldu) diyor.

Mezhebsizler ve dinde reformcular, Ehl-i sünnetin dört mezhebine saldırabilmek için, hîle yoluna sapıyorlar. Bunun için, Cehenneme gidecekleri hadîs-i şerîfde bildirilen yetmişiki fırkanın Ehl-i sünnete saldırılarını, çıkardıkları kanlı olayları yazıyorlar. Sonra da, Ehl-i sünnetin dört mezhebi birbiri ile döğüşdüler diyerek, alçakça yalan söyliyorlar. Hâlbuki, hiçbir zemânda ve hiçbir yerde Şâfi’îlerle Hanefîler arasında tek bir çatışma olmamışdır. Nasıl çatışırlar ki, ikisi de Ehl-i sünnetdir. İkisi de aynı şeylere inanmakdadırlar. Birbirlerini hep sevmişler, yardımlaşmışlar, hep kardeşçe yaşamışlardır. Birbirleri ile döğüşdüler diyen mezhebsizler, bir misâl verebilseler ya! Veremezler. Misâl olarak, Ehl-i sünnetin dört mezhebinin elele vererek, mezhebsizlerle yapdıkları cihâdları yazıyorlar. Müslimânları, bu yalanlarla aldatmağa çalışıyorlar. Şî’î ismi ile, Ehl-i sünnet olan Şâfi’î ismi birbirine benzediği için, Hanefîlerin mezhebsizler ile yapdıkları savaşları yazarak, Hanefîler, Şâfi’îlerle çatışdı diyorlar. Mezhebsizler, bir mezhebi taklîd eden müslimânları kötülemek için, ilmî kelimelere yanlış ma’nâ vererek iftirâ ediyorlar. Meselâ, mezheb bilgilerini açıklamağa ve bunları isbât etmeğe (Te’assub) diyorlar. Papasların yazdığı (Müncid) lugat kitâbını da kendilerine şâhid göstererek, (Te’assub, ilmî, dînî ve aklî olmıyan âmillerin te’sîri altında bir görüşe bağlanmakdır) diyorlar. Te’assub, mezheb gavgalarına sebeb oldu diyorlar. Hâlbuki islâm âlimlerine “rahimehümullahü teâlâ” göre te’assub, haksız yere düşmanlık etmek demekdir. Ya’nî, bir mezhebe bağlanmak, bu mezhebin, sünnete ve râşid halîfelerin sünnetlerine uygun olduğunu savunmak, te’assub değildir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.