401

Devlet, hükûmet başkanı olmak istiyen, mel’ûn olur imiş. Kıyâmet günü, Allahü teâlâ, kardeş kardeşden özr diler gibi şî’îlerden afv dileyecek imiş. Ehl-i sünnet kâfirlerle birlikde, Cehennemde sonsuz kalacak imiş. Bunlar mürted ve kâfir imiş. Bunların özrleri, yalvarmaları kabûl edilmiyecek, Cehennemden çıkarılmıyacaklarmış. Cehennem kapılarından girecekleri bildirilen Fir’avn, Hâmân ve Kârun ismleri, Ebû Bekri, Ömeri ve Osmânı ve Ümeyye oğullarını göstermekde imiş. Cehennem ateşinin şiddeti ve azâbların nasıl yapılacağı uzun uzun anlatılmakda ve Hâbili öldüren Kâbil ve Nemrûdun ve Fir’avnın, yehûdîleri yoldan çıkaran yehûdînin ve nasârâyı yoldan çıkaran Bolis, ya’nî Paulus adındaki yehûdînin ve Allahü teâlâya îmân etmiyen Ebû Bekrin ve Ömerin çekecekleri şiddetli azâblar ve Fir’avn ile Mu’âviyenin azâbları uzun uzun anlatılmakdadır. Fahr-i âlem hazretleri, kızı Fâtımayı hergün öpüp koklarmış. Zevce-i mükerremesi hazret-i Âişe bunu görüp, ağır gelirmiş, Cennetin her yerinde lâ ilâhe illallah, Alî resûlullah yazılı imiş. Abdestsiz nemâz olur ise de, sevâb isteyemezlermiş. Kureyş kâfirleri, melekler Allahın kızlarıdır dedikleri için, âyet nâzil olmuş. Yalnız şî’îler doğru yolda olduğundan, zemânla çoğalacakları, başka mezheblerin gitdikçe sönecekleri, âyet ile bildirilmiş. Ahzâb sûresinin büyük bir kısmı Kureyşlilerin erkek ve kadınlarının kötülüklerini, alçaklıklarını bildirdiği için bunlar Kur’ândan çıkarılmış, bir kısmı da değişdirilmiş. Ebû Bekr, Ömer ve Osmân fuhş, harâm, küfr ve isyân ederlermiş. Cemel ya’nî deve muhârebesinde hazret-i Âişenin hazret-i Alîye esîr düşmesi ve yetmiş esîr ile Medîneye gönderilmesi uzun hayâller ile anlatılmakda, hazret-i Âişeye la’net edilmekdedir. Sonra, hazret-i Mu’âviyeye çeşidli iftirâlar, küfrler, la’netler savrulmakdadır. Allahü teâlâ, Cenneti ve Cehennemi, bir câriye ile birlikde, hazret-i Alîye dört yüz dirhem gümüşe satmış imiş. Hazret-i Mu’âviye ile hazret-i Alî “radıyallahü anhümâ” harb ederken, hazret-i Alî uzun bir nutk söylemiş. Bu nutkda hazret-i Mu’âviyenin mel’ûn olduğunu bildirmiş. Ehl-i sünnet, sâlih görünmek için yün elbise giyerlermiş. Bunun için, bunlara la’net edilmiş. Ehl-i sünnetin kâfir ve zındık oldukları vahy ile bildirilmiş, Muhammed Gazâlî ve Ahmed Gazâlî ve Celâleddîn-i rûmî ve Muhyiddîn-i arabî kâfir ve mel’ûn imiş. Üç halîfe için çok çirkin küfrler, la’netler yağdırılmakda, Hasen-i Basrî, Mensûr-i Devânikî, Me’mun ve Hârûnürreşîdin mel’ûn oldukları bildirilmekdedir. Hallâc-ı Mensûr ve Ebû Ca’fer Şalgamânî ve Ehl-i sünnet âlimleri “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” hep kâfir ve zındık imiş.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.