401

Hazret-i Fâtımanın muhterem ve mubârek evi yanında fesâd çıkarıldığını görünce,(Evi başınıza yıkarım) diye hazret-i Ömerin fesâdcıları korkutması neden suç olsun? Edebi gözeterek bu tehdîdi yapmamalı idi denilirse, mühim işler ve büyük tehlükeler karşısında, kimse edebi gözetemez. Çünki, hazret-i Alîradıyallahü anh” da, hurmet edilmesi vâcib olan hazret-i Âişe-i Sıddîkaya karşı lâzım olan edebi gözetmemişdi. Görülüyor ki, hazret-i Ömeri, ma’sûm olan imâmın yapdığı işe uygun bir hareketinden dolayı kötülemek, Ona dil uzatmak, şî’î mezhebine göre de uygun olmamakdadır.

5— (Zâlimler zulmüne devâm ediyorlar. Diğeri Resûlullahın yüzüne tüküren ağzı köpüklenmiş cibilliyetsiz üvey kardeşi Ukbe bin Velîdi vâlîlikle mükâfatlandırıyor. Bir tarafdan da, Resûlullahın sürgün eylediği kimseleri hilâfetin ikinci adamı mesâbesine çıkarıyor. Bütün bunların intikâmını hazret-i Hasen-i Müctebânın tabutuna ok atmak ve atdırmakla alıyor)diyor.

Burada da, Osmân-ı Zinnûreyne “radıyallahü anh” saldırmakdadır. Fekat, Ehl-i sünnetin boğazına geçirmek istediği ip, ayaklarına takılmakda, helâk olmakdadır. Şöyle ki, Resûlullahın yüzüne tüküren üvey kardeşi Ukbe bin Velîdi vâlî yapdı diye üçüncü halîfeye saldırırken, câhilliğini ortaya koymakdadır. Çünki, Resûlullahın mubârek yüzüne murdar salyasını fırlatan, Ebû Lehebin oğlu Uteybedir. Hazret-i Alînin amcası olan Ebû Leheb, Resûlullahın azılı düşmanı idi. (Tebbet yedâ) sûresi gelerek, kendisinin ve Resûlullahın kapısına dikenleri yığan karısı Ümmi Cemîlin Cehenneme gidecekleri bildirilince, büsbütün kudurdu. Oğulları Utbe ve Uteybeyi çağırdı. Resûlullahın kızlarını boşamalarını emr eyledi. Bu iki hâin, müşrik olduklarından, Resûlullahın dâmâdlığı gibi bir şerefi ellerinden çıkardılar. Uteybe, yalnız Ümm-i Gülsümü “radıyallahü anhâ” boşamakla kalmadı. Resûlullahın huzûruna gelip, (Sana inanmıyorum. Seni sevmiyorum. Sen de beni sevmezsin. Onun için kızını boşadım) dedi. Resûlullahın üzerine saldırdı. Mubârek yakasından tutdu. Gömleğini yırtdı. Murdar salyasını akıtarak def’ oldu. Resûlullahsallallahü aleyhi ve sellem” de, (Yâ Rabbî! Bunun üzerine canavarlarından birini gönder!) buyurdu. Cenâb-ı Hak, Peygamberinin düâsını kabûl buyurdu. Habîs, Şâma giderken (Zerka) denilen bir yerde, bir gece, bir arslan gelip, kâfile içinde, koklıyarak bunu buldu. Yalnız bunu parçaladı. Bu alçaklar, o iki dilberi boşadıkları zemân dahâ düğünleri olmamış idi. Böylece Resûlullahı geçim sıkıntısına sokmak istemişlerdi. Fekat, hazret-i Osmân “radıyallahü anh”, bu fırsatdan istifâde edip, Utbenin boşadığı hazret-i Rukayyeyi kız olarak nikâh etmekle, Resûlullahın dâmâdı olmak şerefine kavuşdu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.