Bunun için hazret-i Alî ile “radıyallahü teâlâ anh” harb edenlerin hepsi kâfirdir) diyorlar.
Cevâb: Kûfe ve Mısrda çoğalan münâfıklar, Medîneye yürüdüler ve hazret-i Osmânı şehîd etdiler. Hazret-i Alî, halîfe olunca, kâtilleri arayıp kısâs yapmak için gecikdirmeği uygun gördü. Eşkıyâ ise, bundan yüz buldu. Taşkınlığa devâm etdiler. Hazret-i Osmânı söğüp, kendilerini haklı gösteren sözleri her tarafa yaymağa başladılar. Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden Talha, Zübeyr, Nu’mân bin Beşîr, Ka’b bin Acre ve başkaları bu hâle çok üzüldüler. (İşin sonunun böyle olacağını bilseydik, hazret-i Osmânı, eşkıyâya karşı korurduk) dediler. Kâtiller, bunu haber alınca, bu Sahâbîleri de şehîd etmeğe karar verdiler. Bunlar da Mekke-i mükerremeye gitdiler. Hac etmek için Mekkeye gelmiş olan hazret-i Âişeye anlatıp Ona sığındılar. (Halîfe, fitneyi basdırıncaya kadar, eşkıyâya yüz veriyor. Onlar da şımararak düşmanlıklarını, işkencelerini artdırıyorlar. Kısâs yapılmadıkça ve zâlimlerin cezâsı verilmedikçe, kan dökmenin önüne geçilemiyecekdir) dediler. Hazret-i Âişe de, (Bu şakîler Medînede kaldıkça ve Emîrülmü’minînin etrâfını sardıkça, sizin Medîneye gitmeniz doğru olmaz. Şimdilik emîn bir yere gidiniz. İşin sonunu bekleyiniz. Hazret-i Alîyi bu eşkıyânın elinden kurtarmak için uzakdan yardım ediniz. İlk fırsatda, halîfeyi aranıza alıp eşkıyâ üzerine yürüyünüz. Kâtilleri yakalayıp kısâs yapmak kolay olur. Böylece kıyâmete kadar, zâlimlere ders vermiş olursunuz! Bu iş şimdi kolay değildir. Acele etmeyiniz) buyurdu. Eshâb-ı kirâm, hazret-i Âişenin sözlerini beğendiler. İslâm askerlerinin toplanma yerleri olan Irak ve Basra taraflarına gitmeği uygun gördüler. Hazret-i Âişeye, (Fitne kalkıp, ortalık düzelinceye ve halîfeye kavuşuncaya kadar bizi himâye et! Sen müslimânların annesisin ve Resûlullahın muhterem zevcesisin. Ona herkesden dahâ yakın ve dahâ sevgilisin. Seni herkes saydığı için, eşkıyâ sana yaklaşamaz. Bizimle berâber bulun! Bize kuvvet ol!) diye yalvardılar. Hazret-i Âişe, müslimânların râhat etmesi için ve Resûlullahın Eshâbını korumak için, Onlarla birlikde Basraya hareket etdi. Halîfenin etrâfını sarmış olan ve birçok işlere karışmakda olan kâtiller, bu haberi hazret-i Alîye başka dürlü anlatdılar. Halîfeyi de Basraya gitmeğe zorladılar. İmâm-ı Hasen ve imâm-ı Hüseyn ve Abdüllah bin Ca’fer Tayyâr ve Abdüllah bin Abbâs gibi Sahâbîler, halîfeye acele etmemesini, münâfıkların sözüne aldanmamasını söylediler ise de, eşkıyâ ağır basarak, Emîr hazretlerini Basraya götürdüler. Önce Ka’ka’ adında birini gönderip, hazret-i Âişenin yanında bulunanların düşüncelerini sordu.