401

Bu âyet-i kerîme, rum kayseri Herakliusun [1] on seneden az zemânda, Îrân şâhı Husrev Perviz ordusuna gâlib geleceğini önceden haber vermekdedir. Haber verdiği gibi de olmuşdur. Ba’zı âlimlere göre, Kur’ân-ı kerîmin i’câzı, çok uzun ve tekrârlı olduğu hâlde, hiçbir yerinde ihtilâf, uygunsuzluk bulunmamasıdır. Bunun içindir ki, (Nisâ) sûresinin seksenikinci âyetinde meâlen, (Bu Kur’ân, Allahdan başkasının sözü olsaydı, içinde çok uygunsuzluklar bulurlardı) buyuruldu. Ba’zılarına göre, Kur’ân-ı kerîmin i’câzı, ma’nâsından olmakdadır. Peygamberimizden evvel, arablar Kur’ân-ı kerîm gibi söz söyliyebilirlerdi. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîm gibi söylemekden onları men’ eyledi. Nasıl men’ eylediğini de çeşidli şekllerde açıklamışlardır. Ehl-i sünnetden üstâd Ebû İshak İbrâhîm İsferâînî[2] ve Mu’tezileden Ebû İshak Nizâm-ı Basrî, dünyâ menfe’atlerinden ayrılmak korkusu buna mâni’ oldu, dediler. Şî’î âlimlerinden [(Hüsniyye) kitâbının yazarı] Alî Mürtedâ, Kur’ân-ı kerîm gibi söyliyebilmek için lâzım olan bilgilerini, Allahü teâlâ unutdurdu dedi.

[1] Ebû Bekr Bâkıllânî h. 403 de vefât etdi.

Kur’ân-ı kerîmin mu’ciz olduğuna karşı olanlar diyor ki, i’câzın açık, meydânda olması lâzımdır. İ’câzın ne olduğunda çeşidli sözler bulunması, açıkca bilinmediğini göstermekdedir. Buna cevâb olarak dediler ki, ba’zı bakımlardan sözlerin ayrılması, bütün Kur’ânın mu’ciz olmadığını gösteremez. Çünki, Kur’ân-ı kerîmin belâgati ve hiç benzeri görülmemiş nazmı ve gaybden haber vermesi ile ilm ve amel bakımından hikmetlerle dolu olması ve dahâ bildirdiğimiz i’câz sebebleri meydândadır. İnsanların görüş ve anlayışlarındaki ayrılıklardan dolayı, sözlerde hâsıl olan ayrılıklar, mu’ciz olmadığını göstermez. Bildirdiklerimizden birine bakan bir kimsenin bunu mu’ciz görmemesi, hepsinin mu’ciz olmadığını göstermez. Çok şâ’ir vardır ki, gâyet belîg nazm ve nesr söyler de, başka zemânda bunların benzerini söyliyemez. Ya’nî, bir def’a söylemeleri her zemân söyliyebileceklerini bildirmez. Bir topluluğu meydâna getiren birliklerin herbirinin özelliklerinin toplumda da bulunması lâzım değildir. Bu cevâb, Kur’ân-ı kerîmin bütününün mu’ciz olduğunu, fekat kısa sûrelerinin böyle olmadığını gösteriyor. Doğrusu böyle değildir. Çünki, en kısa sûresinin de, mu’ciz olduğunu yukarıda bildirdik. Evet, cevâbın, Kur’ân-ı kerîmin hepsi, her bakımından mu’cizdir. Sûreler ise, ba’zı bakımlardan mu’cizdir demek olduğu söylenebilir ise de, böyle olursa, süâlin cevâbı verilmiş olmaz. Süâlde, i’câzın sebebinin açıkca ortaya konulması istenilmekdedir. Cevâbın böyle yorumlanması, i’câzın sebebinin örtüsünü kaldırmıyor.

[1] Heraklius h. 20 de öldü.

[2] İbrâhîm Nişâpûrî 400 h. de vefât etdi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.