129

Peygamberin torunu, ya’nî kızı Fâtımanın oğlu Hüseyn bin Alî, Kerbelâda şehîd edilmişdir. Irâk ehli, Hüseyni Medîneden kendilerine halîfe seçmek için çağırdılar. O ve âilesi Kerbelâ toprağına vardıklarında Irâk ehli caydılar. Şâmda oturan Emevî halîfesi Yezîd bin Muâviyenin emri ile, onu yakalamağa çıkdılar. Hüseyn, âilesi ile birlikde, Irâk ordusuna karşı ölünceye kadar, kahramanca muhârebe etdi. Irâk ordusu gâlib geldi. O günden sonra, şî’îler Kerbelâyı rûhânî bir merkez olarak kabûl etdiler ve her yerden gelip, orada toplanırlar ki, bizim hıristiyanlık dîninde onun bir benzeri yokdur.

Kerbelâ, şî’îlerin bir şehri olup içinde şî’a medreseleri vardır. O ve Necef, birbirini desteklerler. Bu iki şehre gitmek emrini alınca, Basradan Bağdâda, oradan da, Fırat nehrinin kenârında bulunan “Hulle” şehrine gitdim.

Dicle ve Fırat Türkiyeden gelip, Irâkı yararak Basra körfezine dökülürler. Irâkın zirâat ve refâhı, bu iki nehre borçludur.

Ben Londraya döndükden sonra, Müstemlekeler nâzırlığına gerekdiği zemân, Irâka teklîflerimizi kabûl etdirmek için, bu iki nehrin yataklarını değişdirecek bir plân yapmasını teklîf etdim. Zîrâ, su Irâkdan kesilince, bizim isteklerimizi kabûl etmeğe mecbûr olur.

Hulleden Necefe, Âzerbaycanlı bir tüccâr kıyâfetinde gitdim. Şî’î din adamlarıyla arkadaşlık ve samîmiyyet kurdum ve onları aldatmağa başladım. Onların ders halkalarına katıldım. Sünnîlerin çalışdıkları gibi, fen bilgilerine çalışmadıkları ve onlardaki güzel ahlâka mâlik olmadıklarını gördüm. Meselâ:

1- Osmânlı hükûmetine son derece düşmandılar. Çünki, onlar şî’î, Türkler sünnî idi. Sünnîlere kâfir diyorlardı.

2- Şî’î âlimleri, tıpkı bizim duraklama devrindeki papazlarımız gibi, kendilerini tamâmen dînî ilmlere vermiş, dünyevî ilmlerle çok az ilgileniyorlardı.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.