593

Tertîb edilmiş hesâb makineleri ile, tûl ve arz dereceleri verilen herhangi bir mahaldeki, bütün nemâz vaktlerini, bir günlük veyâ bir senelik olarak, hemen, cedvel hâlinde vermekdedir. Bu cedvel, telefona merbût (Faks) ile hemen, dünyânın her yerindeki bir telefon faksına gönderilmekdedir. (Se’âdet-i Ebediyye) 200.cü sahîfeye bakınız!

Herhangi bir günde, güneşin meyli ve ta’dîl-i zemân ma’lûm ve arz derecesi 41 olan yerlerde nısf fadla ve fadl-ı dâir ve nemâz vaktleri, hiçbir hesâba ve düstûra ve hesâb makinesi kullanmağa lüzûm olmadan, (Rub’-ı dâire) ile kolayca ve sür’at ile anlaşılmakdadır. Rub’-ı dâire ve bunun isti’mâlini bildiren ta’rifesi, Hakîkat Kitâbevi tarafından i’mâl ve tevzî’ edilmekdedir.

İbâdetlerin vaktlerini ta’yîn ve tesbît etmek, ya’nî anlayıp anlatmak, din bilgisi ile olur. İbâdetlerin vaktlerini, din âlimleri, ya’nî müctehidler anlamış ve bildirmişlerdir. Fıkh âlimleri, müctehidlerin bildirdiklerini (Fıkh) kitâblarında yazmışlardır. Bildirilmiş olan vaktleri, hesâb etmek ise, astronomi bilen müslimânların vazîfesidir. Hesâb edilmesi câiz olan vaktleri, astronomi âlimleri bulur. Bunların bulduğunu, din âlimlerinin tasdîk etmeleri şartdır. Nemâz vaktlerini sâat ile ve kıbleyi pusula ile anlamanın câiz olduğu (İbni Âbidîn)de (Nemâzda kıbleye dönmek) bahsinde ve (Fetâvâ-i Şemsüddîn Remlî)de yazılıdır. (Mevdû’ât-ul-ulûm)da diyor ki, (Zemânımızda nemâz vaktlerini hesâb etmek, farz-ı kifâyedir. Müslimânların güneşin hareketinden veyâ takvîmlerden anlamaları farzdır.)

İbni Âbidîn ve Şâfi’î (El-envâr) ve mâlikî (El-mukaddemet-ülizziyye) şerhinde diyor ki, (Nemâzın sahîh olması için, vakti girdikden sonra kılınması ve vaktinde kılındığını bilmek şartdır. Vaktin girdiğinde şübheli olarak kılıp, sonra vaktinde kılmış olduğunu anlarsa, bu nemâzı sahîh olmaz. Vaktin bilinmesi, vaktleri bilen âdil bir müslimânın okuduğu şer’î ezânı işitmekle olur. Ezânı okuyan âdil değil ise, [veyâ âdil müslimânın hâzırladığı takvîm yoksa], kendisi vaktin girdiğini araşdırıp, kuvvetli zan edince kılmalıdır. Fâsıkın veyâ âdil olduğu bilinmeyen kimsenin, kıbleyi göstermesi, temiz, necs, halâl, harâm demesi gibi dinden olan haberleri de, ezân okuması gibi olup, ona değil, kendi araşdırıp anladığına uyması lâzımdır.) Yalnız kılanların, hastaların, yolcuların, işe dalıp nemâzı kaçırmak korkusu olanların, her nemâzı, vaktinin evvelinde kılmaları lâzımdır. Sabâh nemâzını vaktinin sonunda kılmak, hanefî mezhebinde efdaldir.

Sabâh nemâzının ve orucun evvel vakti, fecr-i sâdık vakti ile başlar. Bu vakt, gurûb vaktinde 12 den başlayan ezânî sâatin fecr vaktine gelmesinden anlaşılır. Yâhud gece yarısı 12 den başlayan vasatî sâatin fecr vaktine gelmesinden anlaşılır.

Şemsin tulû’u, gece yarısı 12 den, gece müddetinin yarısı sonra veyâ gurûb vaktindeki 12 den, gece müddeti kadar sonra veyâ zevâlden gündüz müddetinin yarısı kadar evvel başlar. Sabâh gurûbî sâatin 12 vakti, gurûb vaktindeki 12 den, 12 sâat sonra veyâ gece yarısı 12 den gündüz müddetinin yarısı kadar sonra veyâ hakîkî zevâl vaktinden gece yarısı müddetinin yarısı kadar evveldir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.