593

Cebrâîl aleyhisselâma sordum, bu tâife kimlerdendir? [Ya’nî ne için azâb görüyorlar?]Cebrâîl aleyhisselâm cevâben: “Bunlar nemâzlarını vaktinde kılmayanlardır” buyurdu.)

Bir kişi nemâz kılmayıp farziyyetine de inanmaz ise, ya’nî borcunu ödemeye niyyet etmezse, ittifâken kâfirdir. Bir kimse bir vakt kılıp bir vakt kılmazsa (özrsüz olarak) hiç kılmayan ile birdir. Zîrâ o, nemâzı maskaralığa almış olur. Nemâzı maskaralığa almak -hâşâ sümme hâşâ- Allahü teâlâyı maskaralığa almakdır. Binâenaleyh, bütün ibâdetler gibi, nemâzı da dâimâ ve muntazemân edâ eylemelidir!

CEMÂ’ATİN FAZÎLETİ

27 – Hazret-i Resûl-i ekremsallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Her kim sabâh nemâzının farzını cemâ’at ile kılarsa, kıyâmet gününde yüzü ayın ondördü gibi parlar. Öğle ve ikindi nemâzlarının farzlarını cemâ’at ile kılsa Hak teâlâ, o kula bin saf melek müvekkel kılıp, kıyâmet gününe kadar onun için tesbîh ederler. Her kim akşam nemâzını cemâ’at ile kılsa, Hak teâlâ hazretleri o kişiyi Peygamberlerle haşr eder. Her kim yatsı nemâzını cemâ’at ile kılsa, o kimse ile Hak teâlâ arasında hicâb kalmaz.) Bu fazîletler, fâsık olmıyan ve bid’at ehli olmıyan imâmın cemâ’ati içindir.

Her kim cemâ’ati özrsüz terk eylese, Cennet kokusu duyamaz. Bu kimse, dört kitâbda mel’ûn diye vasflanmışdır. Nemâzı terk eden kimse, Hak teâlânın gazabından kurtulamaz. Her kim sabâh nemâzlarını kılmasa, îmânı za’îfler, öğle nemâzlarını kılmaz ise, Peygamberler “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” ona gücenir, ikindi nemâzlarını kılmaz ise, melekler onu sevmez. Akşam ve yatsı nemâzlarını kılmaz ise, Allahü teâlâ onu sevmez.

28 – Her şeyin bir nûru, bir özü vardır. Dînin nûru ve özü beş vakt nemâzdır. Nemâz aynı zemânda dînin direği ve örtüsüdür. Her şeyin fesâdı vardır. Dînin fesâdı, nemâzı terk etmekdir. Nemâzını terk eden, dînini terk etmiş demek olur.

29 – Her kim cemâ’at ile nemâz kılmağı severse, Hak teâlâ hazretleri o kulunu sever, melekler de sever.

30 – Beş vakt nemâzını cemâ’at ile kıl! Gâfil olma!

Tenbîh: Cemâ’at ile kılınan nemâzın sevâbı, yalnız kılınan nemâz sevâbından çok olduğu anlaşıldı. Cemâ’atin bu kadar büyük fazîleti, imâmın nemâzının sahîh olduğu takdîrdedir. Eskiden İslâmiyyet kuvvetli olduğu zemânlarda, imâmlara ve her müslimâna hüsn-i zan edilirdi. Fekat, şimdi, müslimânım diyenlerin ve imâm olmak istiyenlerin ba’zısı, dinden, îmândan haberi olmıyan câhiller olduğu sözlerinden, hâllerinden ve hareketlerinden anlaşılıyor.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.