593

Allahü teâlâ kendi sözünün büyüklüğünü, güzelliğini bu harflerin içine saklayarak insanlara göndermişdir. Nitekim hayvânlara söylemekle iş yapdırılamaz. Hayvân seslerine benziyen ba’zı sesler çıkararak idâre edilirler. Meselâ öküz alışdığı bir sesle tarlayı sürer. Fekat yapdığı işin sebebini ve fâidesini bilmez. İşte insanların çoğu da, böyle, Kur’ân-ı kerîmden yalnız ses duyarlar ve Kur’ân, harf ve sesden başka bir şey değildir zan ederler. Bunlar, ateş, birkaç harfden başka bir şey değildir, zan eden kimseye benzer. Bu zevallı bilmez ki, kâğıd ateşe dayanamayıp yanar. Ateş harfleri ise, kâğıd üzerinde durur ve kâğıda bir şey yapmaz. Nasıl her insanın bir rûhu vardır ve rûhu, insanın şekline benzemez ise, bu harfler de, insan gibi şekldir. Harflerin ma’nâları ise, insanın rûhu gibidir. İnsanın şerefi, kıymeti, rûh ile olduğu gibi, harflerin şerefi de ma’nâları iledir.

8- Kur’ân-ı kerîmi okumadan evvel, bunu söyleyen Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünmelidir. Kimin sözü söyleniyor, ne tehlükeli iş yapılıyor düşünmelidir. Kur’ân-ı kerîme dokunmak için, temiz el lâzım olduğu gibi, onu okumak için de, temiz kalb lâzımdır. Bunun içindir ki, İkrime “radıyallahü anh”, mushafı açınca kendinden geçerdi. Allahü teâlânın büyüklüğünü bilmeyen, Kur’ân-ı kerîmin büyüklüğünü anlayamaz. Allahü teâlânın büyüklüğünü anlamak için de, Onun sıfatlarını ve yaratdıklarını düşünmek lâzımdır. Bütün mahlûkatın sâhibi, hâkimi olan bir zâtın kelâmı olduğunu düşünerek okumalıdır.

9- Okurken başka şeyler düşünmemelidir. Bir kimse, bir bağçeyi dolaşırken, gördüklerini düşünmezse, o bağçeyi dolaşmış olmaz. Kur’ân-ı kerîm de, mü’minlerin kalblerinin dolaşacağı yerdir. Onu okuyan, ondaki acâ’iblikleri ve hikmetleri düşünmelidir.

10- Her kelimeyi okurken ma’nâsını düşünmeli ve anlayıncaya kadar tekrâr etmelidir. Lezzet bulunca da, tekrâr etmelidir. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, bir gece sabâha kadar “İn-tüazzibhüm” âyetinin temâmını tekrâr buyurmuşdur. Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsını anlamak çok güçdür. Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsını üç kimse anlayamaz:

1- Arabî ilmleri iyi bilmeyen ve zâhirî tefsîri okumayan.

2- Büyük bir günâhı yapmağa devâm edenler veyâ Ehl-i sünnet âlimlerinin “rahime-hümullahü teâlâ” îmân ve i’tikâdlarına uymayıp kalbi kararmış olanlar.

3- Ehl-i sünnet i’tikâdını zâhir ve görünüş ma’nâsına göre kabûl edip, bundan başka kalbe gelen şeyden nefret eden kimse, bu zâhir ma’nâdan ileri geçemez.

[Kur’ân-ı kerîmdeki âyetler, altıbinikiyüz ile altıbinüçyüz arasındadır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.