418

Ahkâm-ı islâmiyyenin aksine sözler ve işler insanı felâkete sürükler. 1/240.[Mektûbât Tercemesi: 299.]

● İslâmiyyetin bir mes’elesini [bilgisini] yaymak, Allah yolunda hazîneler harc ederek fakîrleri doyurmakdan dahâ sevâbdır. 1/48. [Mektûbât Tercemesi: 84.]

Muhammed aleyhisselâmın dîni kıyâmete kadar bâkîdir. 2/67. [Se’âdet-i Ebediyye: 54.]

● İslâmiyyete uymak, nefsin isteklerini bırakmak ve kalbi karartanları [zulmetleri] def’ etmek demekdir. 1/42. [Mektûbât Tercemesi: 71.]

● İslâmiyyete uygun olarak, dünyâ ni’metlerinden fâidelenilebilir [yinebilir], halâldir. Yoksa üzeri şeker kaplanmış zehr hükmündedir ki, aklsızı onun ile aldatırlar. Dünyânın aldatıcı lezzetleri, islâmiyyetin emrlerinin ve nehylerinin acılığı [ilâcı] ile telâfî eylemelidir [giderilmelidir]. 3/54. [Se’âdet-i Ebediyye: 425.]

● İslâmiyyet olmasa, herkes kendi istediğini yapsa, ortalık karışır, düzen bozulur, netîcesi fesâd olan hâl zuhûr eder. Güçlü olanlar, başkasının cânına ve malına saldırıp, hem kendini, hem de onları felâkete sürükler. 1/266. [Mektûbât Tercemesi: 350.]

Ahkâm-ı islâmiyye ile mükellef olan, dil, bütün organlar ve kalbdir. Diğer latîfeler mükellef değildir. 1/172. [Mektûbât Tercemesi: 213.]

● İslâmiyyete uygun olan riyâzet ve mücâhede, nefs-i emmâreyi tahrîb eder. 1/221.[Mektûbât Tercemesi: 269.]

● İslâmiyyete uygun olmıyan riyâzetler ve mücâhedeler hor ve hakîrdirler [fâidesi yokdur]. Eğer birkaçının fâidesi olur ise de, yalnız dünyâda fâide hâsıl eder [az bir fâidesi vardır]. 1/206. [Mektûbât Tercemesi: 243.]

● İslâmiyyetin emriyle olan, bayramın birinci günü yiyip içmek, islâmiyyete uymaksızın, senelerce oruc tutmakdan dahâ fâidelidir. 1/114. [Mektûbât Tercemesi: 164.]

 

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.