593

O sebebden ki, hazret-i Âişe “radıyallahü anhâ” buyurdular ki; Resûlullah hazretleri, öbür âleme göç etdikden sonra, arablar mürted olup, nifâkı izhâr etdiler [fitne çıkardılar]. Babam üzerine meşakkatden ve musîbetden öyle şeyler indi ki, eğer büyük dağlar üzerine inse idi, dağı küçültüp, dağıtırdı. Belki, za’îf nisbet etmeleri, buna işâretdir ki, hazret-i Ömer zemân-ı şerîfinde, memleket fethi fazla oldu. İslâm askeri kuvvetlendi. Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” zemân-ı şerîfinde olan fethden fazla idi. Çünki, Sıddîkın hilâfetleri zemânı az idi. Zîrâ iki seneden ziyâde halîfelik yapmışdır. Hazret-i Ömerin hilâfeti on sene oldu. Ba’zı şârihler [şerh edenler] dediler ki, hazret-i Peygamber “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” (iki büyük kova) buyurdukları iki sene ve birkaç gün hilâfet müddetine işâretdir. (Allahü teâlâ za’îfliğini afv etsin) zâhiren işâretdir. Hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” tarafından kusûr meydâna gelmesin. Ammâ Elhamdülillah; vilâyetlerinde kusûr etmediler. Allahü teâlâ za’îfi afv eder; buyurduklarının vechî bu ola ki, kuyudan su çekmelerinde olan za’îflik, zemânı şerîflerinde olan irtidâda (arabların mürted olmasına) ve münâfıkların çokluğuna ve zekât inkâr edenlerin olmasından dolayıdır. Magfiret ile düâ eylediler, tâ işitenler yanında muhakkak ola ki, za’îflik, kendi kusûru ile olmayıp, zemânın değişikliği dolayısiyledir.

Dokuzuncu Menâkıb: Yine (Mesâbîh-i şerîf)in hasen hadîslerinde İbni Ömer “radıyallahü anhümâ” hazretlerinden rivâyet edilmişdir. Dediler ki, hazret-i Habîbullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdular ki, (Hak teâlâ, doğruyu, Ömerin dili ve kalbi üzerine koymuşdur). Ya’nî hakkın açığa çıkması ve yayılması, onun mubârek lisânları ve kalbleri üzerinde sâbit ve orada yerleşmiş ve ondan zuhûr eder. Yine o hadîs-i şerîfin akabinde vârid olmuş ki, hazret-i Alî “kerremallahü vecheh” buyurdular ki, Biz Ömerin söylediğinin hak olduğunu, kalblerin onun sözü ile sükûn bulduğunu uzak görmezdik. Ya’nî biz uzak sanmazdık ki, hazret-i Ömer konuşur, o şeyle ki, müstehakdır. Nefsler onun üzerine sükûn eder. Kalbler onun üzerine mutmain olur. Hak olan, doğru olan söz, onun lisânı üzerine yerleşdirilmişdir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.