Reliable 5V0-31.23 Test Notes 🐒 5V0-31.23 Interactive Course 🏦 5V0-31.23 Interactive Course 🙊 Go to website 《 www.pdfvce.com 》 open and search for 《 5V0-31.23 》 to download for free 🐟Reliable 5V0-31.23 Test Price - search results

If you're not happy with the results, please do another search

Misyonerler, neşr ederek bedâva dağıtdıkları [sayısı çok büyük rakamlara varan] kitâbları, Avrupada kendi milletlerine dağıtmayıp, diğer memleketlere göndermekdedirler. Kendileri, bulundukları devletin kanûnlarına tâbi’ olmadıkça, bir diğer Avrupa memleketine aslâ sokulmuyor, hele kendi dinlerini yaymağa cesâret edemiyorlardı. [Katolik misyonerlerin, protestan olan memleketlerde katolikliği yaymalarına, protestan misyonerlerin de, katolik memleketlerde protestanlığı yaymalarına aslâ izin verilmemekdedir.] Böyle bir hareket görüldüğü anda, devletin polis kuvvetleri vâsıtası ile memleketden sürülüp, hudûd dışı edilmekde idiler. Bu misyonerler gitdikleri her Avrupa memleketinde, horlanıp, hakîr görülerek aşağılanmışlardır. Misyonerler [ve ingiliz müstemlekeler nezâretinin câsûsları], Osmânlı devletinin, İslâmiyyetin dışındaki diğer dinlere tanımış olduğu serbestlikden istifâde etmesini çok iyi bildiler. Kırk elli seneden beri, Osmânlı devletinin himâyesinde olan memleketlere sızdılar. Değişik yerlerde,...

16-Okunan salevâtın Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” haber verildiğini kendi de yazmakdadır 17-Evliyâdan yardım istemek şirk imiş. Buna, allâme Ahmed ibni Kemâl efendiden cevâb verilmekdedir 18-Evliyânın kerâmetlerine küfr, şirk demekdedir. Buna, imâm-ı Rabbânî hazretlerinden ve (Mevâhib)den cevâb verildi 19-Evliyâ kerâmet satarmış. Velî ve zındıkları birbirlerine karışdırıyor. Bana yaklaşmak için vesîle arayınız âyeti 20-Allah ve mü’minler sana kâfîdir âyetini yanlış anlatıyor. Buna (Berîka) kitâbından cevâb verildi 21-Mezheb imâmlarına uymak sapıklık imiş 22-Ölülerden şefâ’at beklemek şirk imiş. Buna (Hadîka) kitâbından cevâb verildi 23-Ehl-i sünnet, Kasîde-i bürdeyi Kur’ândan üstün tutuyormuş. 24-Ölü duymaz, fâide vermez. Ondan birşey istemek şirk olur diyor. Buna (Minhat-ül-Vehbiyye) kitâbından cevâb verilmekdedir. 25-Vehhâbîlerin ictihâdlarının bozuk olduğunu kendileri de söylemekdedir. 26-Kabr ziyâretine...

Allahın insanlara büyük ni’metidir Kur’ân, Melekler gibi olur, Kur’ânı çok okuyan. Ehl-i sünnet âlimleri gece gündüz durmadan, Kur’ândaki ilmleri eylediler beyân! Ehl-i sünnet kitâbları, İstanbulda basılıyor, Hakîkat kitâbevi tarafından yayılıyor. (Fâideli Bilgiler) ve (Herkese Lâzım Olan Îman), Kitâbları gösteriyor, âlim imiş, bunları yazan. Bu kitâblar, vatan sevgisi emr ediyor, Kanûnlara, âmirlere itâat edin diyor. Yazanları anlatırken, yalnız Ehl-i sünnet deyip geçme, Kitâblarını al oku, hemde iyi incele! Kalblerdeki aşk-ı ilâhîyi anlarsın, herbirini rahmet-i Rahmân ile anarsın. Bir Fâtiha oku, sevâbını rûhlarına gönder! Kableri olsun nûr-ı Kur’ân ile münevver! Kabr azâbı çok şiddetlidir, haber verdi bunu Kur’ân! Bu azâbdan kurtulur ancak, îmân sâhibi olan! Kur’ân yoluna uyan millet, sevişir, yardımlaşır, yükselir elbet....

...etmeleri için de, önce (Temiz toprakdan ellerinize ve yüzünüze sürünüz!) ve sonra, (Temiz topraklı ellerinizi, ellerinize ve yüzünüze sürünüz!) meâlindeki âyet-i kerîme geldi. Toprağı sürmeği emr eylemedi. Emri kolaylaşdırdı. Allahü teâlâ, Peygamberine “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Mekke dağlarını altın yapayım ister misin buyurunca, bu altınları Allah yolunda ve düşmanlarla cihâd için kullanmağı düşünmedi. İstemedi. Güçlük çekmeği arzû eyledi. Tebük gazvesinde ise, (Bu orduya lâzım olanları getirene Cenneti müjdeliyorum) buyurarak, Eshâbından yardım istedi. Resûlullahın uzun günler orucunu bozmadığı ve açlıkdan mubârek karnına taş bağladığı, kitâblarda yazılıdır. Mubârek ayakları şişinceye kadar geceleri, çok nemâz kıldığı da bildirilmişdir. Mubârek zevceleri de “radıyallahü teâlâ anhünne”, böyle çok ibâdet yaparlardı. Fekat, ümmetine çok merhamet etdiği...

İbni Âbidîn, nâfile nemâzları anlatırken, (Nezr, birşeyin husûlüne mâni’ olmaz) hadîsini bildirerek, bundan, bir nâfile nemâzı kılmadan önce, bunu şarta bağlı nezr etmenin yasak olduğu anlaşılıyor diyor. Çünki nezr olunan nemâzın bir isteğe karşılık olmasını andırmakdadır. Buhârî kitâbını şerh edenler, bunun yasak olması, nezr olunan nemâzın, şart edilen şeyin hâsıl olmasına te’sîr edeceğini sanan kimseler içindir dediler ise de, hadîs-i şerîf, nâfilelerin mutlak nezr yapılarak kılınmasını da yasaklamakdadır diyor. Bundan anlaşılıyor ki, şarta bağlı yapılan nezr, ibâdeti, şart edilen şeye karşılık yapmak değildir. Allahü teâlâya şükr olarak yapılmakdadır. Şükr secdesi yapmak gibidir. İbâdet ile ve ibâdetin sevâbı hediyye edilen sâlih kimsenin düâsı ile, Allahü teâlânın merhametini istemekdedir.]. Mâlikî mezhebi âlimlerinden şeyh...

...olmadıkça, Allahü teâlânın sevdiği, Allahü teâlâdan feyz alıp, talebesine verebilen bir vâsıtaya muhtâcdır.] Buhâra, Hîve, Semerkand ve Hindistân âlimlerinin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”, hicretin ikiyüz senesinden, binikiyüz senesine kadar sözbirliği ile bildirmiş olmaları ve yapmış olmaları ve emr etmeleri, yukarıdaki yazımıza en büyük sened ve vesîka olmakdadır. Bunların üstünde başka bir vesîka aramağa kalkışmak, bin seneden fazla bir zemânda, koca Asya kıt’asında yetişmiş olan milyonlarca islâm âlimlerini küçültmek, hattâ kötülemek olur. Bunların âlim ve çoğunun da olgun Velî olduklarını gösteren kitâbları meydândadır. Mâide sûresinin otuzbeşinci âyetinde meâlen, (Ona kavuşmak için vesîle arayınız)buyuruldu. Bu emrdeki vesîle, ya’nî vâsıta, bir şarta bağlanmamış, mutlak olarak, ya’nî umûmî olarak bildirilmişdir. İbâdetler, zikrler, düâlar ve Evliyânın...

Yine deriz ki, mü’min mi kıymetlidir, kâfir mi? Kâfirlerden birinin bir ânda şarkdan garba gidip geldiğini işitiyoruz ve inanıyoruz. Bu kâfir bildiğimiz iblîsdir. Bu kâfire verilen şey, Allahü teâlânın sevgili kullarına niçin verilmez olsun? Bunu iyi düşünmek ve insaflı konuşmak lâzımdır. (Sivâd-ül A’zam) kitâbının şerhinden terceme burada temâm oldu. İbni Teymiyye ve başkaları bildiriyor ki, Evliyânın kerâmetlerine inanmıyanlar, hâricîler ve mu’tezilî ve ba’zı şîîlerdir. Çünki, bu sapıkların kerâmetleri yokdur. Kerâmet sâhibleri de yokdur. Bunun için, görmüyorlar, işitmiyorlar ve inanmıyorlar. (Feth-ul-mecîd) ismindeki vehhâbî kitâbına cevâb olarak, Dâvüd bin Süleymânın (Minhat-ül-Vehbiyye fî Redd-il-Vehhâbiyye) kitâbından yapdığımız terceme burada temâm oldu. Bu hayrlı sebeb ile, kitâbın temâmı terceme edilmiş oldu. [Hasen-i Basrî 110 [m. 727]...