450

Dedi ki, elli senedir geceleri nemâz kılarak ihyâ ederdi. Seher vakti olunca: Allahım! Eğer kullarından bir kimseye kabrinde nemâz kılmağı ihsân etdiysen, bana da nasîb et diye düâ ederdi. Allahü teâlânın onun düâsını kabûl buyurmaması keremine lâyık değildir, dedi.

EBÛ HALÎM HABÎB BİN SÂLİM RÂÎ
“rahmetullahi aleyh”

Selmân-ı Fârisînin “radıyallahü anh” sohbetine kavuşmuşdur. Koyunları vardı. Onları Fırat nehri kenârında otlatırdı. Uzlet üzere, insanlardan uzak yaşardı.

Meşâyıhdan bir zât şöyle anlatmışdır: Bir gün onun yanına uğramışdım. Nemâz kılıyordu ve koyunlarını kurtlar otlatıyordu. Kendi kendime, bu ihtiyâr zâtı ziyâret edeyim, büyüklüğünü görürüm, diyerek bekledim. Nemâzını bitirince selâm verdim. Ey oğul niçin geldin, dedi. Ziyâret için geldim, dedim. Allahü teâlâ sana hayrlar versin, dedi. Efendim, kurtlarla koyunları bir arada görüyorum deyince, koyunları güden Allahü teâlâ ile berâberdir de, onun için böyledir, buyurdu. Ağaçdan bir kabı vardı. O çanağı bir taşın altına tutdu. Taşdan biri süt, biri bal olmak üzere iki çeşme akmağa başladı. Efendim, bu dereceye ne ile kavuşdunuz, dedim. Muhammed Mustafâya “sallallahü aleyhi ve sellemtâbi’ olmakla kavuşdum, dedi. Sonra ey oğul, Mûsâ aleyhisselâmın kavmi ona muhâlefet etdiği hâlde, hâre taşı onlara su verdi. Derecesi Mûsâ aleyhisselâmdan yüksek olan Muhammede “sallallahü aleyhi ve sellem” tâbi’ oldukdan sonra, taş bana süt ve bal vermez mi, dedi. Bana nasîhat et, dedim. Kalbini hırs kutusu ve mi’deni harâm kabı yapma! İnsânoğlu bu ikisinden helâk olur. Bu ikisine dikkat eden kurtulur, buyurdu.

HASEN-İ BASRÎ “rahmetullahi aleyh”

Tâbi’înin büyüklerindendir. Hazret-i Ömerin “radıyallahü anh” halîfeliğinin bitmesine iki sene kala doğdu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.