369

(Düâ etdiğiniz zemân putperestler gibi, boş yere tekrârlar yapmayın. Çünki onlar, çok söyledikleri için, müstecâb olacaklarını zan ederler. Muhtaç olduğunuz şeyleri Baba bilir.) [Matta bâb altı, âyet yedi, sekiz.]) demekdedirler.

CEVÂB: İrfân ehlinin bildiği gibi, bedenin bir hayâtı ve gıdâsı olduğu gibi, rûhun da bir hayâtı ve gıdâsı vardır. Rûhun gıdâsı, mâsivâyı, ya’nî Allahü teâlâdan gayrı her şeyi unutarak, Allahü teâlâyı zikr etmekdir. Hâlık ile mahlûk arasında olan perdelerin kalkması için, nefsin şehvetlerini, riyâzet vâsıtası ile za’îfletmek ve rûhu, Allahü teâlânın ismini zikr ederek [söyliyerek] kuvvetlendirmekden başka çâre yokdur. Bir kimsenin bir başkasına olan sevgi ve muhabbeti, onu çok zikr etmesinden, hâtırlamasından anlaşılır. Çünki, kişinin sevdiğini çok anması tabî’îdir. Kara sevdâ derecesinde şiddetli aşk sâhibleri, sevgililerinde fenâ bulup, [ya’nî kendini unutup] her an ve her hâlde, hep onu zikr eder, hep onu söyler, hep onu hâtırlarlar.

İslâm dîninde de, en mühim maksad, (Muhabbetullah=Allah sevgisi) olduğundan, Allahü teâlâ, her gün beş vaktde nice kerreler zikr edilerek, kalb kuvvetlendirilmekdedir. Kalbin ve rûhun kuvvetlenmesi ise, aradan perdelerin kalkmasına ve sevgiliye kavuşmağa sebeb olur. Beş vakt nemâzda okunan tesbîhlerin ve tekbîrlerin hepsi, bu esâs maksad için olduğundan, bunlardan, bir mü’mine aslâ bıkkınlık ve usanmak gelmediği gibi, rûhun gıdâsı oldukları, kalbi ve rûhu kuvvetlendirdikleri meydândadır. Her rek’atde tekrâr olunan Fâtiha-i şerîfenin bâtın [gizli] ma’nâları üzerinde, Ehl-i sünnet âlimleri pek çok beyânda bulunmuşlardır. Bunların ismlerini yazmak ve toplamak bile çok zordur. Sadreddîn-i Konevî “rahmetullahi aleyh”,[1] Fâtiha-i şerîfenin gizli ma’nâlarını anlatan, (İ’câz-ül-beyân) isminde çok güzel bir kitâb yazmışdır. Bu kitâbında, Fâtiha-i şerîfenin hakîkat ve inceliklerinden, çok azını bildirmiş olduğunu beyân buyurmuşdur. [Nemâz kılarken okunması emr olunan âyetler, tesbîhler ve düâlar, Allahü teâlânın büyüklüğünü bildirir ve Ona yalvarmağı ifâde etmekdedir. Allahü teâlâ, bunları okuyanları severim ve onlara çok sevâb [mükâfât] veririm buyuruyor. Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için ve sevâb kazanmak için okunan ve yapılan şeyler, güç olsalar da, îmânı olan kimselere kolay ve çok zevkli, tatlı gelir. Şekeri, balı yiyen, bunun tadını anlar. Yimeyip uzakdan gören, şekli, rengi iyi değil diyerek tadını inkâr eder.]

[1] Sadreddîn Muhammed 672 [m. 1272] de Konyada vefât etdi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.