369

İslâm ilmlerinin menbaı, kaynağı, Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerdir. Muhammed aleyhisselâmın her sözüne (Hadîs-i şerîf) denir. Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîfler arabîdir. Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsını, yalnız Muhammed aleyhisselâm anlamış ve hepsini Eshâbına bildirmişdir. İslâm âlimleri, bunları, Eshâb-ı kirâmdan öğrenerek kitâblara yazmışlardır. Bu kitâblara (Tefsîr) kitâbları denir. Bu kıymetli âlimlere de (Ehl-i sünnet) âlimleri denir. Ehl-i sünnet âlimlerinin en üstün olanları, Tefsîr kitâblarındaki ahkâm-ı islâmiyye bilgilerini toplayıp, ayrıca yazmışlardır. Böylece, (Fıkh) kitâbları meydâna gelmişdir. Sonradan meydâna çıkan din câhilleri ve din düşmanları, kendi akllarına ve zemânlarındaki fen bilgilerine göre tefsîr ve fıkh kitâbları yazarak, gençleri aldatmışlardır. Aldananın îmânı gitmedi ise, buna(Bid’at sâhibi) denir. Îmânı giderse, (Mürted) olur. Bu bozuk kitâbları okuyan, islâmiyyeti değil, bunları yazanların görüşlerini, düşüncelerini öğrenir. Bu kitâblar, islâmiyyeti içerden parçalamakda, (Ehl-i sünnet) denilen hakîkî müslimânları yok etmekdedir. Bu islâm düşmanlığının başında yehûdîler ve ingilizler gelmekdedir. Yehûdî kitâblarına aldananlara(Şî’î) denildi. İngiliz câsûslarına aldananlara (Vehhâbî) denildi. İngilizlerin vehhâbîliği nasıl kurduğu, (İngiliz câsûsunun i’tirâfları) kitâbımızda, ingilizlerin vehhâbî Sü’ûdî hükûmetini nasıl kurduğu da (Müncid) lugat kitâbında (Lavrence) kelimesinde yazılıdır. Şî’îler ve vehhâbîler, kitâblarındaki bozuk yazılara gençleri inandırmak için, aralarına âyetler, hadîsler ve Eshâb-ı kirâmın ve Selef-i sâlihînin sözlerini karışdırıyorlar. Bu ilâvelere, kendilerine göre yanlış ma’nâlar vererek, kitâblarının doğru olduğunu isbâta kalkışıyorlar. Gençleri şaşırtıyorlar. Kitâblarını, Ehl-i sünnetin kitâblarından ayırmak, güç oluyor. Ancak, onların bozuk i’tikâdlarını öğrenip, kitâbda gören, bu kitâbın bozuk olduğunu anlıyarak, tuzaklarına düşmekden kurtulur.

Allahü teâlâ, herşeyi nizâmlı, düzenli olarak yaratdı. Kur’ân-ı kerîmde, herşeyin nizâmlı, hesâblı olduğunu bildirdi. Bu nizâma, şimdi, fizik, kimyâ, biyoloji, astronomi kanûnları diyoruz. Bu nizâmın devâmı için, herşeyi bir sebeb ile yaratmakdadır. Maddeleri, birbirlerinin yaratılmasına sebeb yapdığı gibi, insanın irâdesini ve kuvvetini de sebeb kılmışdır. Ba’zan,(hârik-ul-âde) olarak, ya’nî bu âdetinin hilâfına, sebebsiz de yaratmakdadır. Peygamberlerin düâsı ile sebebsiz yaratmasına, (Mu’cize) denir. İslâmiyyete uyarak, kalblerini ve nefslerini temizliyen Evliyânın düâsı ile sebebsiz yaratmasına, (Kerâmet) denir. Şeytân bunları aldatamaz. Açlık çekerek, sıkıntılar içinde yaşıyarak, nefslerini ezip, onu kalbi aldatamaz bir hâle getiren fâsıkların ve kâfirlerin istediklerini, sebebsiz yaratmasına (İstidrâc) ve (Sihr)denir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.