415

Hazret-i Osmânın “radıyallahü teâlâ anh” kâtillerine kısâs yapmakdaki ve halîfelik için hazret-i Mu’âviyenin “radıyallahü teâlâ anh” hakem talebini kabûl etmesindeki fikrlerini müslimânların çoğuna kabûl etdiremedi. Şeyhaynın “radıyallahü teâlâ anhümâ” sohbetinde bulunanlar, Sahâbî olmasalar bile, islâmiyyete uyar, kalblerini temizlerlerdi. Hazret-i Alînin “radıyallahü teâlâ anh” yanında bulunanların çoğu ise, asker idi. Kalbleri bozukdu. Kendisini bile sevmiyenler vardı. Halîfe minberde bunlardan şikâyet ederdi. Hazret-i Hasene “radıyallahü teâlâ anh” cefâ edenler ve hazret-i Hüseyni “radıyallahü teâlâ anh” vahşîce şehîd edenler, hep Kûfe ehâlîsinden oldu. Halîfeyi sevenlerin çoğu da, bu sevgide taşkınlık yapdı. Hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh”, bunlardan da şikâyet ederdi.

Süâl: Hazret-i Alînin rûhâniyyeti çokdu. Melek gibi idi. Onun için insanlarla anlaşamadı. Şeyhayn ise, herkes gibi insandı. Benzerleri ile kolay anlaşdılar. Resûlullaha “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” akrabâları bile inanmadı. Bu kusûr, Resûlullaha değil, inanmıyanlara âid oldu?

Cevâb: Ehl-i sünnet âlimlerine göre “rahime-hümullahü teâlâ” hazret-i Alî “radıyallahü anh” için hiçbir kusûr söylemek câiz değildir. Biz bu kitâbda, Ehl-i sünnete uyarak, kusûr değil, üstünlük farklarını belirtmek istiyoruz. Allahü teâlâ, Habîbine “sallallahü aleyhi ve sellem” münâfıklarla müdârât etmesini, câhillere ince mes’eleleri anlatmamasını, herkesin hâline uygun davranmasını emr eyledi. Böylece, onları terbiye etmek, feyz vermek kolay oldu. Allahü teâlâ, zâten bunun için, Peygamberleri “aleyhimüsselâm” insan olarak gönderdi. Melek olarak göndermedi. Halîfeler içinde de böyle olan, elbet dahâ üstün olur. İslâmiyyeti yayması ve insanları terbiye etmesi başarılı olur. Her ne şeklde olursa olsun, böyle yapmağa mâni’ olan şeyler, hattâ şiddet, vera’, edebiyyât, halkdan uzaklaşmak gibi kıymetli şeyler bile, halîfenin derecesini azaltır. Hayr ve hasenât yapanların kazandığı sevâblar, bunların üstâdlarına da ve sebeb olanlara da verilir. Bu bakımdan da Şeyhaynın “radıyallahü teâlâ anhümâ”, Alîden “radıyallahü teâlâ anh” üstün olması lâzım gelmekdedir.

Hicretden evvel kâfirler Resûlullaha “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” ve müslimânlara akla gelmedik eziyyet ve işkence yapdılar. Hazret-i Ebû Bekr ile hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anhümâ” onlara karşı çıkdı. Hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” o zemân çocukdu. Hicretden sonra hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” düşmanla dövüşmekde, Şeyhayn da “radıyallahü teâlâ anhümâ” Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” ile meşveret etmekde dahâ ileri oldular.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.