481

Bu sözlerin yanlış olduğunu aklı olan herkes kolayca anlar. Elin titremesi ile, eli istekle kaldırmak başka olduğu meydândadır. Elin titremesi, insanın dilemesi ile değildir. Eli yukarı kaldırmak ise, insanın istemesi ve dilemesi iledir. Cebriyye fırkasının yanlış yolda olduğu, âyet-i kerîmelerden açıkça anlaşılmakdadır. Ahkâf sûresinin ondördüncü âyetinde meâlen, (Yapmış oldukları iyiliklerin karşılığını görürler) buyuruldu. Kehf sûresinin yirmidokuzuncu âyetinde meâlen, (İstiyen inanır, istiyen inanmaz. Biz, zâlimler [ya’nî inanmayanlar] için ateş hâzırladık) buyuruldu. Nahl sûresinin otuzüçüncü âyetinde meâlen,(Allahü teâlâ onlara zulm etmedi. Onlar [küfr ederek ve günâh işliyerek]kendilerine zulm etdiler) buyuruldu. İnsanlarda ihtiyâr etmek, seçmek kuvveti bulunmasaydı, Allahü teâlâ bu âyet-i kerîmede, (Onlar, kendilerine zulm eyledi) demezdi. Çok kimseler Cebriyye fırkasına uyarak, insanlar dilediğini yapamaz, diyor. Günâh işlemeğe mecbûr olduklarını, zorla günâh işlediklerini söylüyorlar. Kendilerini özrlü, suçsuz gösteriyorlar. Hâlbuki, Allahü teâlâ, emrleri ve yasakları yapabilecek kadar insanlara ihtiyâr ve kuvvet vermişdir. Kalbin atması ile insanın yürümesi elbette başka başka hareketdir. Kalbin atması insanın elinde değildir. Fekat insan, isterse yürür, istemezse yürümez. Allahü teâlâ, kerîm olduğu, merhameti çok olduğu için, güçleri yetişmeyen şeyleri insanlara emr etmemişdir. Yapabilecekleri şeyleri istemişdir. Bekara sûresinin son âyetinde meâlen, (Allahü teâlâ kullarına, yapabilecekleri şeyleri emr etmişdir) buyuruldu. Cebriyye fırkasına çok şaşılır ki, kendilerini dinlemiyenlere, kendilerine sıkıntı verenlere güceniyorlar, onlara karşı koyuyorlar. Çocuklarını terbiye etmek, yetişdirmek için dövüyorlar. Yabancı erkekleri kendi kadınlarına, kızlarına yaklaşdırmıyorlar. Böyle yapanların canını yakıyorlar. Bunlar ma’zûrdur, mecbûrdurlar diyerek göz yummuyorlar. Fekat, âhiret işlerine gelince, bizim elimizde birşey yokdur, herşeyi Allah yapıyor diyerek, islâmiyyetin yasak etdiği kötülükleri sıkılmadan yapıyorlar. Emrleri, ibâdetleri yapmakdan kaçıyorlar.

İnsanlarda dilemek, istemek yokdur derken, her diledikleri kötülüğü yapıyorlar. Tûr sûresinin yedinci âyetinde meâlen, (Allahü teâlânın azâb yapacağı gün elbette gelecekdir. Onu kimse önleyemez) buyuruldu. Bir deliyi kendi evlerinde görseler veyâ bir günâh işlediğini görseler, aklı yokdur, ihtiyârı yokdur diyerek ses çıkarmazlar. Fekat aklı başında olan kimseler suç işleyince, cezâsını verirler. Demek ki buna, ihtiyârı olduğu için, isteyerek yapdığı için, cezâ veriyorlar. Cebriyye fırkası, insanlarda ihtiyâr yokdur dediği için ve Mu’tezile fırkası ise kazâ ve kadere inanmadıkları için, doğru yoldan sapdılar.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.