481

Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” güzel hayâtını ve islâm dîninin emrlerindeki ve yasaklarındaki incelikleri ve fâideleri öğrenen her akl ve insaf sâhibinin, her düşünebilen insanın Ona hemen inanması, Ona âşık olması, seve seve müslimân olması, insanlık îcâbıdır. Evet Ebû Leheb ile Ebû Cehl, Onu görüp de ve Bizans İmperatoru Heraklius ile Îrân şâhı Perviz, mektûbunu okuyup da inanmadılar. Ona inanmamaları, câhil veyâ ahmak veyâhud bozuk rûhlu, kötü kalbli ve inâdcı olduklarının alâmetidir.

33 — Reformcu diyor ki, (Hıristiyan âlemi katoliklerin zâlim ateş gibi yakan, kan kusduran işkencesi altında inlerken, pek geride idi. Dînin bütün esrârını, kiliselerin karanlık meydânlarına benzeyen varlıklarında gizlenmiş gibi görünen ve anlaşılmaz bir lisanın kelimelerini sihrli bir tavr ile terennüm eden papazların önünde hıristiyanlar diz çökerdi. Kilise kaldırımlarını öper, hazret-i Îsâ ile kendi aralarında haberci sandıkları bu ma’bûdcukların ayaklarına kapanırlardı. Hocalar da Kur’ânı okurken, her ırkdan mü’minler bu anlayamadıkları şeyi sihrlenmiş gibi dinliyor. Hıristiyanlar içinde bir reformcu çıkdı. İncîli terceme etdi. İncîl anlaşılınca, Allahın vekîli gibi görünen papazlar küçülmeğe başladı. İslâmiyyetin Lütheri şimdi Asyada çıkdı. Bu reformcu Kazanlı Mûsâ Beykiyef, Kur’ânı türkçeye terceme ediyor. Bu haber müslimânların fikr ve vicdânının esâretden kurtulacağına bir müjdedir. Tâ, dördüncü halîfe zemânında siyâsete karışdırılan dînin dört mezheb imâmı tarafından ortaya konulan ahkâmı da şübhelidir.

Hak ve hakîkat nasıl parçalanabilir? Bir işin nasıl yapılacağını dört mezheb imâmı, başka başka bildiriyor. Bunların dördü de, nasıl doğru olabilir? Dört imâmın zekâlarının, ileride gelecek bütün insanların zekâlarının da yetişemiyeceği üstünlüklere ulaşmış olduklarını akl kabûl etmez. Yalnız onların çıkardığı ahkâm doğrudur. Başka dürlü hükmler çıkarmak, doğru değildir demek, insan aklını zincire vurmak olur.

İnsanların ihtiyâcı, zemâna göre değişmekdedir. Kur’ân-ı kerîmde işâret buyurulduğu gibi, (Her günün bir hâli vardır.) Dört imâmın eskiden çıkardıkları donmuş hükmleri, her gün değişen ihtiyâçlara ölçü olarak kabûl etmek, Kur’ân-ı kerîme uymamak olur. İslâmiyyeti kuran, bunların olacağını bildiği için, ahkâmın zemânla değişeceğini bildirmişdir. Değişen ve yenileşen ihtiyâçları, uygunsuz hükmlerle ölçmek, islâmiyyete uygun değildir. Dört imâmın ictihâdı, din demek değildir. Bu âlim ve fâdıl adamlar, Kur’ândan ve hadîslerden dînin ahkâmını çıkardıkları gibi, müctehid olmak derecesine yükselen her mü’minin de bu iki kaynakdan yeni hükmler çıkarması, niçin mümkin olmasın?) diyor.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.