481

Görülüyor ki, Kur’ân-ı kerîmin türkçe tefsîri veyâ tercemesi yazılabilir ve yazılmışdır. İslâm âlimleri, bunu yasak etmemişlerdir. Fekat bunlar, Kur’ân-ı kerîmin belâgatini taşıyamazlar. Murâd-ı ilâhîyi bildiremezler. Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsını ve ma’nâlarındaki incelikleri anlamak isteyen ve belâgatinin zevkini tatmak dileyen müslimânlar, bu kitâb-i mübîni kendi lisânı ile okumalı ve ma’nâsını ve zevkini bundan almak için lâzım gelen bilgileri öğrenmekden üşenmemelidirler. Şekspirin, Victor Hugonun ve Mahmûd Bâkî efendinin “rahmetullahi teâlâ aleyh” şi’rlerindeki incelikleri anlamak ve bundan zevk almak için, İngilizceyi, Fransızcayı ve Arabçayı, edebiyyâtı ile birlikde öğrenmek lâzım olduğu gibi, Allah kelâmının belâgatini ve inceliklerini anlıyabilmek için gerekli ilmleri öğrenmeğe emek vermeden, bunları anlamağa kalkışmak çok yanlışdır. Cebrâîl “aleyhisselâm” adındaki meleğin, Peygamberimize “sallallahü aleyhi ve sellem” indirdiği bu kelimelerden ve sözlerden başka, Arabca da olsa, okunan şeyler Kur’ân-ı kerîm okumak olmaz. Meselâ, cünüb iken, Kur’ân-ı kerîm okumak harâmdır, büyük günâhdır. Fekat, onları okumak, harâm olmaz.

Dinde reformcular diyor ki, (İnsanın nemâzda okuduğunu, Rabbinden istediğini bilmesi lâzımdır.) Böyle sözler, ibâdetlerin ne demek olduğunu anlamamış olmağı gösterir. Çünki, nemâzı, insanın kendisi tertîb etmemişdir. Nemâzın ve bütün ibâdetlerin nasıl yapılacağını, yaparken neler okunacağını Allahü teâlâ Peygamberine bildirmişdir. Peygamber “aleyhisselâm” da, bunları, öğrendiği gibi Eshâbına bildirmiş ve kendi de yapmışdır. Farzları, vâcibleri ve harâmları, Peygamber “aleyhisselâm” bile değişdirmemişdir ve değişdiremez. Din imâmlarımız bunların hepsini Eshâb-ı kirâmdan “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” görerek ve işiterek anlamışlar ve kitâblarına yazmışlardır. Bu derin âlimler bildiriyor ki, nemâzda okunacak Kur’ânın, Allah kelâmı olması lâzımdır. Vazîfe, ancak böylece yapılmış olur. Nemâz içinde okuduğunun ma’nâsını anlamak isteyenler, biraz çalışarak, bunların ma’nâsını da, önceden kolayca öğrenebilirler. Dünyâ kazançları için yıllarca çalışılıyor, nice bilgiler, çeşidli diller öğreniliyor da, bunun için neden çalışılmasın? Nemâz dışında, müslimânlar, kendi dilleri ile de, düâ edebilirler. Nemâzda okudukları âyetlerin ma’nâlarını da, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarından öğrenebilirler. İslâm düşmanlarının, dinde reformcuların kitâblarından öğrenmeğe kalkışanlar, yanlış, bozuk, çirkin şey öğrenmiş olurlar. Emekleri boşa gider.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.