481

Yoksa, açık bildirilmiş olan şeylere inanan bir müslimâna, bir şübhe ile kâfir denilemez. İbni Teymiyye de; bunlara şirk demiş ise de, küçük şirk demek istemişdi. Abdülvehhâb oğlu Muhammed ise, küfr demek olan şirkdir diyor. Putlara tapınmak şirkdir. Buna açık şirk denir. (Şirk-i hafî)denilen gizli şirk ise, Allahü teâlâdan başkasından birşey istemekdir. İnsanlar, bu gizli şirkden kurtulamaz. Peygamberler “aleyhimüsselâm” bile, bu şirkden kurtulmak için, Allahü teâlâya yalvarmışlardır. Bu gizli şirkin çeşidleri vardır. Nefse, şehvete uymak, gizli şirk olduğu gibi, riyâ da, şirk-i hafîdir. Gizli şirk, ibâdetin sevâbını giderir. Fekat, (Riyâ yapan kâfir olur; bunu öldürmek, mallarını almak halâl olur) diyen hiçbir âlim yokdur.

Güneşe, aya, yıldızlara, putlara, heykellere tapınarak secde etmek küfrdür. Başka şeylere, tapınmadan saygı secdesi yapmak küfr değildir. Günâhdır. Bir şeye tapınarak onun için kurban kesmek de küfrdür. Fekat, Allahü teâlâya tapınıp da, başka şeylere tapınmadan kurban kesmek, küfr olmaz. Harâm olur. (İbâdet) etmek, ya’nî tapınmak demek, her fâidenin, her zararın ondan geldiğine, herşeyi onun yapdığına inanarak, ona yalvarmak demekdir. Allahü teâlâya tapınanların türbelerden toprak almaları, türbe etrâfında dönmeleri mekrûh olur denilmişdir. Vehhâbînin kitâbı ise, bunların hepsine şirk ve küfr diyor. Gelmiş geçmiş milyonlarca müslimâna kâfir diyor. Müseyleme-i kezzâb ile gazâ ederken şehîd olanların mezârlarını, tanınarak Fâtiha okunması için bir arşın kadar yüksek yapdıklarından dolayı, Eshâb-ı kirâma da “rıdvânullâhi teâlâ aleyhim ecma’în” dil uzatıyor. Bu yazıları Müseylemeci olduğunu göstermekdedir.

Mezârlar üzerine türbe, câmi’lere minâre yapmak, kaşık ile yimek bid’atdir dediler. Kerbelâdaki hazret-i Hüseynin “radıyallahü teâlâ anh” türbesini yıkıp, içindeki milyonlar değerinde kıymetli eşyâyı yağma etdiler. Tâif şehrini yakıp, yıkıp, kadın, çocuk demeyip, Ehl-i sünneti öldürdüler. Mallarını yağma etdiler. Buhârî ve Müslim gibi en kıymetli kitâblar, birçok hadîs, fıkh ve her fenden binlerce kitâb, ayaklar altında kaldı. İçlerinde Kur’ân-ı kerîm de vardı. Korkudan bunları kimse kaldıramıyordu. Yerleri bile kazıp mal aradılar. Şehri yangın yerine çevirdiler. Mekke-i mükerremedeki türbeleri yıkdılar. Mevlidinnebî olan evi ve hazret-i Ebû Bekrle hazret-i Ömerin ve hazret-i Fâtımanın “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” mevlidleri olan mubârek yerleri yıkdılar. Müezzinlerin ezândan sonra salât ve selâm okumalarına şirk dediler. Sigara kutularını ve çalgıları yakdılar.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.