401

Hâkimin ve Münâvînin bildirdikleri hadîs-i şerîfde, (Nidâyı işitip de oraya gelmiyenin nemâzı kabûl olmaz) buyuruldu. Nidâ ezân okumak demekdir. Câmi’lerde minâreyi ilk olarak, Eshâb-ı kirâmdan Selmetebni Halef hazretleri Mısrda yapdı. Kendisi, hazret-i Mu’âviye zemânında Mısr vâlîsi idi.

Allahü teâlâyı hafîf sesle zikr etmek ibâdetdir. Turuk-ı aliyye mensûbları, bunun için zikr ederler. Bu zikri ezân ile karışdırmak, câhillik veyâ zındıklıkdır. Resûlullah efendimiz, (Müezzinlerin, kıyâmet günü, boyunları uzun olacakdır) hadîs-i şerîfi ile, müezzinleri senâ eyledi. Ya’nî kıyâmet günü, alınları açık, göğüsleri kabarık olacakdır. Deylemînin ve Münâvînin bildirdikleri hadîs-i şerîfde,(Müezzin ezânı bitirmeden önce, salâta tekbîr almayınız!) buyuruldu. Ebû Dâvüdün ve Münâvînin bildirdiklerinde, (Fecr ağarmadan ezân okuma!) buyuruldu. Hurûfîler, müezzinlerin ezân okumasını, eşeğin anırmasına benzetiyor. Böyle söyliyenler kâfir oluyorlar. Bundan sonra gelen nesl, bu zındıkları la’net ile yâd edecekdir.

10 — (Ehl-i sünnet) denilen hakîkî müslimânlar, Peygamberimizin Ehl-i beytinin “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” kıymetini, üstünlüğünü, iyi bilmekdedir. Oniki mubârek imâmı, çok sevmekdedir. Ehl-i beytin, nûrlu se’âdete kavuşduran, bereketli yollarında bulunmağa çalışmakdadır. Sevmek, kuru lâf ile olmaz. Onlar gibi olmağa çalışmakla olur.

Ehl-i sünnet müslimânlarının en büyük âlimi, yüce imâm, Ebû Hanîfe “rahmetullahi teâlâ aleyh” hazretleri, bütün dünyâ işlerini, talebesini, vazîfesini bırakarak, iki sene, İmâm-ı Ca’fer Sâdık hazretlerinin sohbetinde bulundu. İmâm-ı Ca’fer Sâdık hazretlerinin ilm deryâsından doya doya bilgi topladı. Onun, Resûlullahdan gelen nûrları saçan mubârek kalbinden feyzler aldı. (İmâm-ı Ca’fer Sâdık hazretlerine iki sene hizmet etmeseydim, birşeyden haberim olmıyacakdı) buyurdu. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe hazretleri, imâm-ı Ca’fer Sâdıkdan aldığı bilgilerle, feyzlerle kemâle geldi. Başkalarına nasîb olmıyan yüksekliklere kavuşdu.

Ehl-i sünnet imâmları, îmân ve fıkh bilgilerinin ve tesavvuf ma’rifetlerinin, hattâ tefsîr ve hadîs bilgilerinin çoğunu Ehl-i beyt imâmlarından öğrendiler. Onların terbiyeleri ile yetişdiler. Onların teveccühleri ile yükseldiler. Onlardan müjdeler aldılar. Şî’î kitâbları da böyle olduğunu bildirmekdedir. Şî’î âlimlerinden ibni Mutahhir-i Hullî (Nehcülhak) ve (Minhecülkerâme)kitâblarında, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe ile imâm-ı Mâlikin, imâm-ı Ca’fer Sâdıkdan “rahmetullahi teâlâ aleyhim” ders aldıklarını, Onun yanında yükseldiklerini yazıyor.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.