401

Çünki tavşan yırtıcı hayvan değildir ve leş yimez. Geyik gibidir. Ot yir. Fıkh kitâbları, tavşanın halâl olduğunu açıkça yazıyorlar. Böylece, harâm diyenleri red ediyorlar.)

Görülüyor ki, tavşan etini yimek, sözbirliği ile halâldir. Hiçbir islâm âlimi, tavşan etine harâm, hattâ mekrûh bile dememişdir. Peygamber efendimiz, tavşan etini yiyiniz diyerek emr verdikden sonra, bir müslimân, tavşan eti, yinilmez diyebilir mi? Elbette, hiçbir müslimân tavşan etine harâm diyemez. Tavşan yinilir, tavşan yinilmez diye müslimânlar arasında hiç ihtilâf olmamışdır. Bunlar, tavşan yinmez diyorlar. Bunların bu sözlerine hiç bir müslimân aldanmamışdır. Asrlardan beri bütün müslimânlar tavşan yimişdir. Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” tavşanı yiyiniz, buyurması, bütün müslimânlara ışık tutmuşdur. Bunun üzerinde durmağa değmez. Peygamber efendimiz bu mes’eleyi hâl etmişdir. Hurûfîlerin dedikoduları, Peygamberimizin emrini değişdirmez.

Tevrâtda tavşan yinilmez, dediği için, yinilmezmiş. Müslimânlar her işlerinde Kur’ân-ı kerîme ve Peygamber efendimizin emrine uyar. Tevrâta uymaz. Kur’ân-ı kerîm, Tevrâtın çok emrlerini nesh etmiş, yürürlükden kaldırmışdır. Hem de bugün, Allahü teâlânın gönderdiği doğru Tevrât hiçbir yerde yokdur. Yehûdîlerin uydurduğu Tevrâtlara bakarak tavşan yinmez demek, müslimâna yakışır mı? Fekat, Yemenli Abdüllah bin Sebe’ yehûdîsinin yolunda olan hurûfîler, onun gibi, Tevrâta çok önem veriyorlar.

Bekara sûresinin kırkbirinci âyetinde meâlen, (Sizde bulunan Tevrâtı, Allahın birliğinde ve azâb ve sevâb ve îmân bilgilerinde doğrulıyan Kur’âna inanın!) ve altmışüçüncü âyetinde meâlen, (Ey İsrâîl oğulları! Size verdiğimiz kitâba hurmetle sarılın, demişdik)buyurulmuşdur. Bunlar, Tevrâtın Kur’ân olduğunu göstermez. Doksanbirinci âyetinde meâlen, (O Kur’ân hakdır. O zemânda bulunan Tevrâtı tasdîk eder) buyuruldu. Evet îmân edilecek bilgiler, Tevrâtda ve Kur’ân-ı kerîmde ve bütün semâvî kitâblarda başka başka değildir. Fekat, ibâdetler ve halâl, harâm olanlar, her kitâbda başkadır. Doksanyedinci(Kur’ân, önce gelmiş olan kitâbları tasdîk edicidir) âyeti de, değişdirilmemiş kitâblarda, îmân edilecek şeylerin hep aynı olduğunu bildirmekdedir.

Mâide sûresinin kırksekizinci âyetinde meâlen, (Sana Kur’ânı hak olarak indirdik. Önce indirilmiş olan kitâbları tasdîk edicidir) buyuruyor. Ahkâf sûresinin onikinci âyetinde meâlen, (Kur’ândan önce, uyulacak yolu gösteren ve uyanlara rahmet olan, Mûsânın kitâbı Tevrât indirilmişdi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.