401

Lütfen oradan da okuyunuz!

25 — Hurûfî kitâbında, (Sizler, insanlar için çıkarılmış hayrlı ümmetsiniz! âyetinin tefsîrinde, imâm ibni Cerîr-i Taberî, rivâyet-i sahîha ile Ömer-ül-Fârûkun, (Bu vasf-i âlî, evvelimize şâmil; âhırımıza gayrı şâmildir) dediğini rivâyet etmişdir. Ahmed bin Hanbel ve İbni Sîrîne göre Sâbıkûn-i evvelün, kıbleteyne nemâz kılanlardır. Şa’bîye göre, Şecere-i rıdvân altında bî’at edenlerdir) diyor.

Böylece, hazret-i Mu’âviyeye saldırabilmenin yolunu açıyor ise de, pek çürük tahtaya basmakdadır. Âyet-i kerîmede övülen Sâbıkûnun, önce îmâna gelenler olduğunu yazması ile, hazret-i Mu’âviye ile Amr ibni Âs hazretleri, sonradan îmâna geldikleri için, bunlara dâhil değildirler, demek istemekdedir. Hâlbuki, Tevbe sûresinin yüzbirinci âyetinin yalnız başındaki (Sâbikûnel evvelûn) kısmını alıp, âyetin sonunu saklamakdadır. Bu âyet-i kerîmede, sâbikûnel evvelûn buyurdukdan sonra meâlen,(Îmânda ve ihsânda bunların izinde gidenlerden Allahü teâlâ râzıdır. Onlar da, Allahü teâlâdan râzıdırlar. Allahü teâlâ Onlar için Cennetler hâzırladı) buyuruyor. Âyet-i kerîmenin sonundaki bu müjdeye Eshâb-ı kirâmın hepsinin ve kıyâmete kadar, bunların izinde bulunanların dâhil olduğunu bütün tefsîrler sözbirliği ile bildirmekdedir. Tibyân tefsîrinde bunu bildirdikden sonra Muhammed bin Kâ’bın (Eshâb-ı kirâmın hepsi, günâh işliyenleri de Cennetdedir) dediğini, sonra bu âyet-i kerîmeyi okuduğunu bildirmekdedir. Bir hurûfî babasına, (Niçin nemâz kılmıyorsun?) demişler. O da, (Nemâza yaklaşmayınız!) âyetine uyuyorum, demiş. Âyet-i kerîmenin sonundaki (Serhoş iken) şartını okumıyarak, Allahü teâlânın emrini tersine çevirmiş ve böylece kâfir olmuş. Kitâbın yazarı da, âyet-i kerîmenin baş tarafını yazıp, hazret-i Mu’âviye ile Amr ibni Âs hazretlerinin Cennete gidenler arasında bulunduklarını saklamakdadır.

26 — (Küfrün imâmları, Mu’âviyenin babası, Hindin kocası olan Ebû Süfyân ve ahzâbıdır) diyerek hücûma geçmekdedir. Hâlbuki o zemân, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” amcası Abbâs da kâfirler arasında idi. Bedr gazâsında, Resûlullaha karşı harb etmek için gelen düşman ordusunu idâre edenlerdendi. Esîr alınınca, hazret-i Alîye karşı, (Mescid-i harâmı ta’mîr ediyoruz. Kâ’beyi örtüyoruz. Hâcılara su veriyoruz) diye övündü. Allahü teâlâ, âyet-i kerîme göndererek, meâlen,(Müşriklerin mescidleri ta’mîr etmesi sahîh olmaz. Biz, onların övündükleri işleri yok eder, onları Cehenneme koyarız) buyurdu. Böylece Abbâs, cevâbını almış oldu. Fekat, sonra meâlen, (Îmâna gelip Mekkeden Medîneye hicret edenlere ve Allah yolunda cihâd edenlere yüksek dereceler vardır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.