401

Her günâhın büyük olmak ihtimâli vardır. Hepsinden kaçınmak lâzımdır. Küçük günâhı çok yapmak, büyük günâh olur. Büyük günâh, tevbe edince afv olur. Tevbe etmeden ölürse, Allahü teâlâ dilerse, şefâ’at ile veyâ şefâ’atsiz afv eder. Afv olunmazsa, Cehenneme girer.

Zünnâr denilen papaz kuşağını ve benzeri şeyleri kullanmak, putlara saygı göstermek, din kitâblarını aşağılamak, din âlimleri ile alay etmek, küfre sebeb olan bir şey söylemek, kısacası, dinde saygı duymak lâzım olan şeyi aşağılamak ve aşağılanması lâzım olan şeye saygı göstermek küfrdür. Bunlar, islâm dînine inanmamak, inkâr etmek alâmetidir. Küfrün işâretleridir.

Allahü teâlâ, tevbe edenleri sever. Afv eder. Sonra, o günâhı tekrâr yaparsa, tevbesi bozulmaz. İkinci bir tevbe lâzım olur. Tevbe etdiği bir günâhı hâtırlayınca, günâhı işlediğine sevinirse, tekrâr tevbe lâzım olur. Hak sâhiblerine haklarını ödemek veyâ halâl etdirmek, gîbet etdiği kimseden afv dilemek ve rızâsını almak, yapmamış olduğu farzları kazâ etmek farzdır. Bunlar tevbenin kendisi değil, şartıdırlar. Bir lirayı sâhibine geri vermek, bin sene nâfile ibâdet yapmakdan ve yetmiş nâfile hacdan dahâ iyidir. Günâhı bir dahâ yaparsam tevbem bozulur diyerek, tevbe yapmamak doğru değildir. Câhillikdir. Şeytânın aldatmasıdır. Her günâhdan sonra, hemen tevbe etmek farzdır. Tevbeyi bir sâat gecikdirince, günâh iki kat olur. Buradan anlaşılıyor ki, kazâ nemâzlarını kılmıyanın günâhları, her nemâz kılacak kadar zemân katkat artmakdadır.

Tevbe etdim demek, tevbe olmaz. Çünki, tevbenin sahîh olması için üç şart lâzımdır:

1 — Hemen günâhı bırakmalıdır.

2 — Günâh işlediğine, Allahü teâlâdan korkduğu için, utanmak ve pişmân olmak lâzımdır.

3 — Bu günâhı bir dahâ hiç yapmamağı gönülden söz vermekdir. Allahü teâlâ şartlarına uygun olan tevbeyi kabûl edeceğine söz vermişdir.

Ahlâk değişir. İyi huylu olmağa çalışmalıdır.

Bir insanın âhıretde mü’min olup olmıyacağı, son nefesde belli olur. Altmış senelik bir kâfir, ölümünden az önce, müslimân olsa, âhıretde mü’min olarak dirilir. Peygamberlerden “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” başka ve Cennete gidecekleri bildirilmiş olanlardan başka, kimse için (Cennetlikdir) denilemez. Çünki, son nefesin nasıl olacağı bilinemez.

Bir mü’min âhırete gitdikden sonra, dünyâda hayrâtı ve hasenâtı kalsa, yâhud fâideli kitâbları, sâlih çocukları kalıp, Ona düâ etse, bu mü’mine sevâb yazılır. İnsan ölünce, hayr ve şer defteri kapanmaz. Eshâb-ı kirâmdan Sa’d bin Ubâde “radıyallahü anh” (Yâ Resûlallah! Annem öldü. Ona ne iyilik yapabilirim?) dedi. (Su sadakası iyidir) buyuruldu. Düâ ederken, mü’minlerin hepsinin rûhuna demelidir. Hepsine vâsıl olur. Düâ, belâyı giderir. Sadaka vermek, Allahü teâlânın gadabını yumuşatır. İnsanı azâbdan kurtarır. Eceli gelmemiş olan hastanın şifâ bulmasına sebeb olur. Allahü teâlâ düâ etmiyeni sevmez.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.