401

Bunun için de, ibâdet yapılması emr olundu. Hergün ibâdet yaparak, O hâtırlanır. İbâdet, Onun varlığını ve Peygamberini ve âhiretdeki ni’metleri ve azâbları tasdîk etmekle, inanmakla başlar.

Bunlara inanmakla ve ibâdetleri yapmakla, üç şey hâsıl olur: Birincisi, insan, şehvetine uymakdan kurtulur. Kalb, rûh temizlenir. Gazab edilmez, ya’nî öfkelenilmez. Şehvet ve gazab, yaratanı hâtırlamağa mâni’ olurlar. İkincisi, insanda, maddeler üzerinde yapılan tecribeler ile ve his organları ile hâsıl olan bilgilerle ilgisi olmıyan başka bilgiler, zevkler hâsıl olur. Üçüncüsü, iyilere ni’metler, kötülük yapanlara azâb yapılacağı düşünülünce, insanlar arasında adâlet hâsıl olur. Buraya kadar bildirdiğimiz, müslimân fikr adamlarının bu sözleri, Mu’tezilenin (Teklîf yapılmasının lâzım olduğu akla uygundur) sözlerine benzemekdedir.

8 — Allahü teâlâ, teklîf etdiği işin yapılmasını ezelde takdîr etdi ise, bu teklîf, çirkin, abes olur. Akla uygun değildir. Yapılması mukadder, muhakkak olan işin yapılmasını teklîf etmek, fâidesiz bir teklîf olur. Yapılması ezelde takdîr edilmemiş işi yapmağı teklîf etmek ise, işkence olur. Olmıyacak şeyi yap demek olur.

Cevâb: İnsanda işi yapmak gücü bulunduğu için, bunu emr etmek işkence olmaz. Allahü teâlânın bütün teklîfleri, insanın gücünün yetdiği şeylerdir. Bu süâl, Allahü teâlânın yaratması için sorulsaydı, Ona verilecek cevâb ne ise, insanlara yapılan teklîf için vereceğimiz cevâb da öyledir. Ya’nî, Allahü teâlâ, ezelde yaratılması takdîr edilen işi yaratmağa mecbûrdur denilemez. Yaratılması takdîr edilmemiş işi yaratmakdan âcizdir de denilemez.

9 — Bedene güc gelen şeylerin teklîf edilmesi, insanın Allahü teâlânın varlığını düşünmesine, anlamasına mâni’ olur. Birçok şeylerin yapılmasına da vakt bırakmaz.

Cevâb: Teklîflerin fâidesi, Allahü teâlânın varlığını düşünmeği, bunu anlamağı sağlamak ve hayâtı düzene koymakdır. Bunu yedinci cevâbda uzun bildirdik.

[Teklîflere inanmak, ya’nî emrlerin yapılması lâzım geldiğine ve yasaklardan sakınmak lâzım geldiğine inanmak, îmânın şartıdır. Teklîflerin çoğuna inanıp da, yalnız birine inanmıyan, buna uymak istemiyen, Muhammed aleyhisselâma inanmamış olur. Kâfir olur. Müslimân olmak için, teklîflerin hepsine inanmak lâzımdır. Bir müslimân, teklîflere inandığı hâlde, bunlara uymazsa, meselâ, tenbellik ederek, nemâz kılmazsa; kötü arkadaşa ve nefsine uyarak, alkollü içki içerse, kadın ve kız, kolu, başı açık sokağa çıkarsa, îmânı gitmez, kâfir olmaz. Günâh işlemiş, âsî müslimândır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.